Bazı topluluklardaki genç kadınlar kayboluyor, bazı kadınlar ise erkekler tarafından ‘köle’ olarak satın alınıyor.

Kadınlar, Hindistan devletinin Uttar Pradesh eyaletindeki Baghpat bölgesinde kadın sayısının az olmasi nedeniyle bir kerede birkaç erkek ile evlenmeye zorlanıyor.

Telegraph tarafından yayınlanan Ağustos 2019 tarihli bir hikaye, Kuzey Hindistan eyaletinde yaşayan bir kamyon şoförü ile evli olan 17 yaşındaki Majida’nın açıklamalarını paylaşıyor. Majida’nın evliliğine sadece bir ay kala kocasının iki kardeşi için eş olarak davranması bekleniyordu. Reddettiği zaman, tecavüze ve saldırıya uğradı.

Genç kadın Telegraph’a “Farklı günlerde geliyorlar, sıraları var, günleri var” dedi.

Bu birden çok erkekle evliliğe zorlama ve “gelin ticareti” eğilimi, ağırlıklı olarak ebeveynlerin hamilelikte kız bebeklerini aldırmalarının neden olduğu artan cinsiyet dengesizliği tarafından körükleniyor.

Ve Baghpat bölgesinin, Birleşmiş Milletlerin 2014 yılında “acil durum oranlarına” ulaşması sebebiyle uyardığı Hindistan’daki cinsiyet dengesizliği tehlikesinin merkezinde olduğu kabul ediliyor.

2011 yılına göre Hint hükümetinin nüfus sayımı, ilçede 1000 erkeğe oranla yalnızca 856 kadın olduğunu gösterdi.

 Uttar Pradesh’te dişi ceninlerin kürtajla alınması ile mücadele eden bir STK olan Vatsalya’yı yöneten Dr. Neelam Singh, bu rakamların yayınlanmasından bu yana aradaki farkın önemli ölçüde arttığını söylüyor.

 “2021 nüfus sayımı yayınlandığında, cinsiyet oranlarının daha da hızlı düştüğünü göstereceğine inanıyoruz” dedi.

Kayıp Kız Çocukları

Kadın hakları kampanyası yürüten Devendra Dhama, Daily Telegraph’a şunları söyledi:

 “Bölgemizde, özellikle orta ve alt sınıf ailelerin evlerine giderseniz orada hiçbir kız çocuğu  görmediğinizi fark edeceksiniz.”

Genç kadınlar, yoksulluk çeken ailelerden gelin olarak satın alınıyor. Resmi olarak bir erkekle evleniyor olabilirler, fakat aynı ailedeki erkek kardeşlere, kuzenlere ve bazen de başkalarına eş olarak davranmaları bekleniyor.

Dişi infantisit nedir?

Dişi infantisit, yeni doğan kız çocuklarının öldürülmesi, cinsiyet seçici öldürme veya cinskırım olarak tanımlanmaktadır. Bir kadının temel yaşam hakkının elinden alındığı, belki de kadına yönelik en kötü şiddet biçimlerinden biridir.

Hindistan Merkezi İstatistik Ofisi tarafından 2011’de yapılan bir araştırma, dişi infantisit nedeniyle Hindistan’da nedeniyle üç milyon kız çocuğunun yaşamını yitirdiğini söyledi.

 Hindistan’da son 20 yılda 10 milyon kadının hamileliğinin (her yıl 500.000) ceninin dişi olması nedeniyle durdurulduğu tahmin ediliyor.

Nüfus Araştırma Enstitüsü, 1990’dan beri Hindistan’da cinsiyet seçici kürtajlarla yaklaşık 15,8 milyon kız bebeğin rahimde öldüğünü tespit etti.

Cinsiyet seçici kürtajlar yasadışı ancak yasalar göz ardı ediliyor.

Uttarkand eyaleti Uttarkashi ‘deki yetkililer, 132 köyde doğan hiçbir çocuğun kız olmadığını gösterdikten sonra Temmuz ayında alarma geçtiler.

Kız çocukları Hindistan’daki birçok insan için “ekonomik yük”

Hindistan’daki birçok ebeveyn, oğullarını kız çocuklarına tercih ediyor. Geçtiğimiz yılın eylül ayında, insan haklarının korunmasına hizmet eden Asya İnsan Hakları Merkezi tarafından dişi infantisiti üzerine yapılan küresel bir araştırma, erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesinin dünyadaki birçok ülkede dişi infantisitin ana nedeni olduğunu ortaya koydu. Kızlarını “Maliyetli, ekonomik bir yük” yapan Güney Asya’daki çeyiz sistemi de kız çocuk ölümüne katkıda bulunuyor.

Erkek çocuklar aileye para getirdikleri gerekçesiyle kız çocuklarına tercih ediliyorlar. Kız çocukları ise maddi bir yük olarak görülüyor. 

Cinsiyet Oranları

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (The United Nations Population Fund – UNFPA) biyolojik olarak bir ülkedeki doğumdaki normal cinsiyet oranının 100 kadın başına 102 ila 106 erkek arasında değişmesi gerektiğini belirtti.

 Hindistan’da 120 erkek çocuk / 100 kız çocuk var ve bu oran dünyanın en yüksekleri arasında.

Bu neden önemli? 

Asya İnsan Hakları Merkezi’nin 2016 yılında yayımlanan “Dişi İnfantisit” başlıklı notu:

 “Erkeklerin sayısının gittikçe artması, kadın sayısının az olduğu bölgelerde kız çocuklarının ve kadınların kaçakçılığına ve bu insan ticareti yapılan kız çocuğu ve kadınların şiddete ve ayrımcılığa maruz kalmasına neden olmasının yanı sıra, insan ırkı için de korkunç sonuçlar doğuruyor.

Hükümet Projeleri

Hindistan hükümeti ve çocuk hakları aktivistleri bu konuda ısrarla mücadele ediyor.

1996 yılında uygulanan 1994 Ulusal Gebelik Öncesi ve Doğum Öncesi Teşhis Teknikleri (Pre-Conception and Pre-Natal Diagnostics Techniques – PNDT) Yasası, Hindistan eyaletlerinde cinsiyet seçici kürtajları yasakladı.

Balika Samridhi Yojana ve Dhanalakshmi gibi mali yardım planları, ailelerin kız çocuklarını doğurmalarını teşvik etmek için tanıtıldı. 2005 yılında gerçekleştirilen Hindu Ardılması (Değişikliği) Yasası da kız çocuklarının babalarının mülklerini devralmalarını mümkün kılmıştır.

Ocak 2015’te Hindistan Başbakanı Narendra Modi “Beti Bachao Beti Padhao” (Kız çocuğunu kurtar, kız çocuğunu eğit) kampanyasını başlattı ve şöyle dedi:

 “Bu zayıf cinsiyet oranından ruhsal bozukluğumuz sorumlu. Erkeklere çok önem veriyoruz. Birçok kadın da bunu yapar. Fakat kızlara ne kadar süre “paraya dhan” (başkasının mülkü) olarak bakacağız? Doğan her 1000 oğlan için 1000 kız da doğmalıdır. Size sormak istiyorum, eğer kız çocukları doğmazsa, gelinlerini nerden alacaksın?”

Ancak, bu projelerin ve yasaların yeterli olmadığı çok açık.

(Bu yazı Türkçeye Mor Dayanışma Çeviri Komisyonu tarafından çevrildi. Orijinali için: https://gulfnews.com/amp/world/asia/india/women-in-this-part-of-india-are-being-forced-to-marry-multiple-husbands-1.1568124350698)