Sınırlarının kesin olarak belli bir yaşam şeklinin, kültürün içine doğdum. Üniversiteye başlayana kadar bu sınırların varlığını kabul ediyor, gerekli olduğunu düşünüyordum. Yaşamı sorgulamak yerine güvenli bir hayat yaşamak beni daha çok rahatlatıyordu. Ancak sonraki yıllarda bu güvenli yaşam beni doyurmamaya başladı. Meslek seçimim de bu sınırlarla karşılandı ve muhabirlik editörlük yapmayı istemem en başta babam ve ailem tarafından ‘ Bir kadın için uygun değil’ diye onaylanmadı. Dinlemedim. Bir haber sitesinde muhabirlik editörlük yapmaya başladım ve ısrarla devam ettim. Kararlılığımı gören babam artık olumsuz bir şey söylememeye, söylettirmemeye başladı. O zamana kadar kararlı dik bir duruşun ne kadar önemli olduğunu gerçek anlamda deneyimlememiştim. Babam yazdıklarımın bazılarını okuyordu ve hoşuna gitmeye başlamıştı. Şimdi beğenmediği bir haber için bana “Kızım yaz şunu Allah aşkına!” diyor. Benim için gerçekten önemli bir gelişme bu. Yeniden üniversite sınavına girdim ve bu yıl basın yayın bölümüne başlayıp mesleğin teorik kısmını da öğreneceğim. Görmek ve harekete geçmek gerek kadınlar!