İranlı kadın hakları savunucusu, eşitlik mücadelesi veren ve bu yüzden tecavüze uğramış feminist bir hukukçuyum. İran’da ahlak polislerinin başörtümü yanlış taktığımı söylemesi ve beni gözaltına almaları sonrası iki polis tarafından tecavüze uğradım. Üniversiteden kadın haklarını savunmam yüzünden atıldım, polisler tarafından ölümle ve tecavüzle tehdit edilmeye devam ettim ve olay çocuğumu öldürme tehditlerine kadar vardı. Şikayetçi olmak istediğimde hiçbir yerden destek göremedim ve İran’ı terk etmek zorunda kaldım.2 yıldır Adana’da otizm teşhisi koyulan 5 yaşındaki oğlumla ve eşimle yaşam mücadelesi veriyorum.

Kadınlara yönelik şiddete sessiz kalmayacağım ve buna karşı ses çıkarmaktan asla vazgeçmeyeceğim.

Tecavüz sonrası idrar problemleri yaşamaya başladım ve erkek doktor dahi görmeyi istemeyecek kadar psikolojim bozuldu. Bir kadın üroloğa görünmek, tedavi olmak ve ayrıca çocuğumun tedavi olması için İstanbul’a ve sonrasına Avrupa’ya gitmeyi istiyorum. Fakat ne maddi ne de manevi yönden böyle bir gücümüz var. Her şeye rağmen bana destek çıkan kadın örgütleri ve Mor Dayanışma ile güçleniyorum. Kadınlar ilk görevlerinin çocuk büyütmek olmadığını, kendilerini sevmek olduğunu bilmeliler. Tüm dünya kadınlarla erkeklerin sözde değil pratikte eşit olmak zorunda olduğunu bilmek zorunda. Tecavüze uğradığım o acı günü tüm kadınlar ve kadın mücadelesi için unutmayacağım, kadınlara yönelik şiddete sessiz kalmayacağım ve buna karşı ses çıkarmaktan asla vazgeçmeyeceğim.