COVID-19 virüsü olarak tanımlanan ve doğada yaşayan tüm canlılar açısından ciddi bir tehdit haline gelen Korona virüsünün giderek yaygınlaşması gerçeği ile karşı karşıyayız. Neoliberal politikalar ile ekolojik yıkıma sebep olanlar salgını da bahane edip evde, özel sektörde, fabrikalarda ve ürettiğimiz her alanda kadınların yaşam ve sağlık hakkını tehdit ederek baskıyı daha çok arttırıyorlar. “Evde Kal” ve “ Hayat Eve Sığar” sözlerinin kadınları korumayan bir yerde durduğunu şuradan görüyoruz: Mart ayında 18 kadın ev içinde öldürüldü! ALO 150 ve 183 yoğunluktan kadına şiddet çağrılarına cevap vermiyor! Karakollar kadınların şikâyetlerini, sığınaklar kadınları almayabiliyor!

Ülkelerin pandemi açıklamasından sonra alınan tedbirler gereği ev içinde daha çok zaman geçirme, sürekli izolasyon ve ulaşım yasaklarını tahakküm kurma fırsatı olarak kullanan erkek egemen zihniyet sonucu ortaya çıkan ve ötelenen kadına yönelik psikolojik, cinsel, fiziksel her türlü şiddet, özel alanın politik olduğu gerçekliğini bir kere daha enternasyonal açıdan gözler önüne sermiştir.  

Ev, ev içi hizmetler, çocuk, hasta ve yaşlı bakımı deyince hemen toplumsal cinsiyet rollerini dayatan erkek egemen dili ve zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Korona virüs ile Çin’de ve dünyanın her yerinde artan kadına yönelik şiddeti, artan ev içi emek sömürüsünü, özellikle göçmen işçi kadınlara sağlanmayan sağlık ve ücretli izin haklarını patriyarkal kapitalizmin çıkarları açısından okumak gerektiğine inanıyoruz.

Kadınların emeğini, bedenini, haklarını sömürerek krizlerini kahramanlık öyküleriyle gizlemeye çalışanlara, salgın dönemini tahakküm kurma fırsatına çevirmeye çalışan erkek egemen sisteme, şeffaflıktan ve bilimsellikten uzak politik bir dili normalleştirenlere, ırkçılığı körükleyenlere ve yoksullara “ölüm” diyenlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik kriz içerisinde yaşam mücadelesi verirken Korona virüsünden daha tehlikeli olan kadın düşmanı söylemlere ve politikalara karşı mücadeleyi büyütmek için dayanışma ağlarımızı örüyoruz. 

Yaşamak için mücadele etmeye devam ediyor, dayanılma ağlarımızı büyütüyoruz.

Kadınların sağlığını ve yaşamını değil sermayeyi savunan iktidarı hemen harekete geçmeye çağırıyoruz!

*Kadınları koruyacak olan 6284 hemen uygulanmalı.

*Sağlık hizmetleri, dezenfektan ve benzeri malzemelere ulaşım ücretsiz olmalı.

*İşten çıkarılanlar için koşulsuz işsizlik maaşı, zorunlu olmayan sektörlerde çalışan herkese derhal ücretli izin verilmeli.

*Hastanelerde, evlerde, kamuya açık her yerde çalışan temizlik işçilerine ücretsiz sağlık hizmetleri sağlanmalı.

*Ev içi şiddete yönelik şikâyet ve müdahale mekanizmaları 7/24 aktif olmalı.

*Hapishanede, sokakta yaşayan, sınırlarda bekletilen insanlara düzenli bakım hizmetleri verilmeli, temel ihtiyaçları ücretsiz olarak karşılanmalı, hijyen ve yaşam koşullarının iyileştirilmeli.

* İzni kaldırılan sağlık çalışanlarından “hamile olanların ve süt izni olanların” bu uygulamadan hariç tutulmalı.