Son yıllarda yaşanan son derece sansasyonel olayların Japonya’nın cinsiyetçiliğe ilişkin sorunlarına dikkat çekmesinden sonra, Japon kadın çalışmaları öncüsüne cinsiyet eşitliğini sağlamada lider bir ülke olan Finlandiya’dan özel bir tanınma verildi. 

Japonya’da sosyolog ve önde gelen bir feminist figür olan Chizuko Ueno, geçen ay dünyanın dört bir yanından ilk Han Onur Ödülü’nü alan 16 kişiden ve gruptan biri oldu. Han, eşit fırsat anlamına gelen kapsayıcı Fin zamiridir. Finlandiya Teşvik Kurulu’na göre Ueno’nun cinsiyet eşitliğine yönelik “yorulmadan ve korkusuzca” çalıştığı kabul edildi.

Araştırmaları, kitapları ve etkinlikleri sayesinde Ueno, cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel şiddet gibi konularda sürekli tartışmalara yol açtı.

Nisan ayında, Ueno Tokyo Üniversitesi kabul töreninde, ülkenin en iyi üniversitesinin cinsiyet sorunlarından muaf olmadığını ve her büyük kurum gibi, toplumun kadınlara karşı ayrımcılığa yönelme eğilimini yansıttığını söylediği ateşli ve doğrudan bir konuşma yaptı. 

Aynı zamanda kar amacı gütmeyen Kadınların Eylem Ağı’nın yöneticisi olan 70 yaşındaki bilim insanı, daha önce Todai olarak bilinen Tokyo Üniversitesi’ne giren öğrencilerin yüzde 20’sinden daha azının kadın olduğunu belirtti. Bu sonuç, kadın başvuru sahiplerinin erkek rakiplerinden daha yüksek standart puanlara sahip olduğunu gösteren bol miktarda kanıt olmasına rağmen böyledir. 

Ueno, tutarsızlığın bir nedeninin, Japon ebeveynlerin verdiği eğitim yatırım kararlarına özgü olan cinsiyet ayrımcılığı olduğunu söyledi. Geleneksel olarak, oğulları bir üniversiteye gitmeleri beklenirken, kızları genellikle iki yıllık bir küçük koleje kaydolurlar.

Todai’deki kız öğrenciler bile, Japon sosyal normlarına uymaya zorlanıyor. Ueno, kız öğrencilerin başka üniversitelerdeki erkek öğrencileri korkutmamak için prestijli kuruma girebildiklerini nasıl gizlediklerini ancak roller tersine döndüğü zaman erkek öğrencilerin övünmekten mutlu olduklarını anlattı.

Ayrıca, beş erkek Todai öğrencisinin özel bir üniversiteye devam eden kız öğrenciyi cinsel taciz ettiği bir ceza davasından da bahsetti. Sanıklardan biri mahkemede kadınlara aşağı gördüğünü çünkü “aptal” olduklarını söyledi.

Ueno, zorlu giriş sınavlarında akranlarından daha başarılı olan yeni öğrencilere, bulundukları yere geldikleri için çok çalışmaları gibi iyi koşullarına da teşekkür edebileceklerini hatırlattı. Yanlarında kendilerini cesaretlendiren, yardım eli tutan ve başarılarını tanıyan insanlar olduğu için şanslı olduklarını söyledi.

“Olumsuz yorumlar veya“ne olursa olsun başaramazsın” veya “Sonuçta, bana kimse inanmıyor” gibi düşünceler nedeniyle gayreti daha da sönmüş olan insanlar var. Umarım, oyunu sadece kendin için kazanma çabalarına odaklanmazsın.Umarım yeteneklerinizi ve elverişli ortamınızı daha az şanslı olanlara yardım etmek için kullanırsınız ve onları kötüye kullanmazsınız. Ve umarım zayıf olduğunuz yerde kim olduğunuzu kabul ederek ve birbirinize yardım edip destek vererek hayatınızı yaşarsınız” diyerek devam etti.

Konuşma hakkında röportaj yapan Ueno, başlangıçta konuşma teklifini reddetmeyi düşündüğünü söyledi. Japonya’daki sosyal durumu göz önünde bulundurduktan ve Todai’de onu aday göstermek için çok çalışan insan olduğunu öğrendikten sonra, yapmaya karar verdi.

Ueno, hiç kimsenin, kadın çalışmalarını açıklarken önceleri tamponlar ve hijyenik pedlerin nasıl her yerde olduğunu, Japonya’daki cinsel azınlıkların kötü durumu gibi konuları da gündeme getirdiği konuşmasına kimsenin müdahale etmeye ya da sansürlemeye çalışmadığını söyledi.

“Üniversite yönetiminin bana verdiği güven için teşekkür ederim” dedi.

Bilim insanı, Japonya’da kadınlara karşı ayrımcılığın son on yıllardaki politik hataların ve bu yüzden “insanlık felaketi” olduğunu söyledi.

Küreselleşme dünyayı değiştirdikçe, tüm toplumlar, kadınları geleneksel olarak taşıdıkları ev içi sorumlulukların aktarılmasını gerektiren işgücü piyasasına sokmaya çalıştı.

Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika, kamu sektöründe bakım hizmetine ya da pazardaki ucuz iş gücüne güvenirken, İtalya, İspanya, Yunanistan, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeler aileyi geçindiren güçlü bir erkek modeline döndüler. 

Ueno, erkeklerin geçimi sağladığı ve kadınların ev içi görevlere sevk edildiği modelin, büyükannelerin genç aile üyelerine bakmaya çağrıldığı “özelleşmiş” ücretsiz çalışmaya yol açtığını söyledi.

“Fakat şimdi, bu seçeneklerin hiçbiri Japonya’da işlemiyor” dedi ve şunu ekledi: “Olan şey, cinsiyetin işlevsel olarak diğer toplumlardaki ırka veya sınıfa eşdeğer bir şey haline geldiğidir.”

Ueno, siyasi kararın sonuçlarının doğurganlık oranlarında ortaya çıktığını söyledi.

Aileyi geçindiren erkek modeli olan ülkeler, en düşük doğurganlık oranına sahipler, Japonya 2018 itibariyle 1,42’de – nüfusu sürdürmek için gerekli 2,07’nin oldukça altında. Rakam, bir kadının yaşamı boyunca taşıyacağı ortalama çocuk sayısını gösterir.

Japonya’nın Eşit İstihdam Fırsatı Kanunu, 1986’da yürürlüğe girmesine rağmen, kadınların iki kat olan çalışma ve aile bakımı yükü değişmedi. Bir dizi iş düzenlemesinin hafifletilmesiyle birlikte, düzensiz çalışanların sayısı çarpıcı biçimde artmıştır.

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı’na göre, kadın işçilerin yüzde 56,8’i Ocak ayından itibaren düzensiz çalışıyordu. Bu oran erkek işçilerine oranla iki katından fazla. 

Ancak neoliberalizmin “öz-determinizmi ve öz-sorumluluğu” bir prensip olarak dayatmasıyla, sosyal açıdan en savunmasız olanlar, bedelini ödeyemedikleri çabaları için hatalı olduklarına inandırılmaya meyilliyken, en avantajlı insanlar başarılarını sadece kendi yeteneklerine borçlu olduklarına inanıyorlar şeklinde açıkladı Ueno. 

Ueno“Bu benim yanlış olduğunu söylediğim şey.” dedi

Bu gidişatı değiştirmek zor olsa da, Ueno bazı değişikliklerin gelmekte olduğunu söylüyor.

Ueno, “#MeToo hareketinin Japonya’ya yayılmadığı doğru değil,” dedi. Ueno, eski Maliye Bakan Yardımcısı Junichi Fukuda tarafından yapıldığı iddia edilen cinsel taciz iddiasına ışık tuttuğunu iddia eden yorumlarının ardından Maliye Bakanı Taro Aso’yu kınamak için sokaklara çıkan kadınlara işaret etti.

Shukan Shincho dergisi tarafından ortaya çıkarılan ses kaydında Fukuda olduğu iddia edilen bir kişinin, “Sana sarılabilir miyim?” ve “Göğüslerine dokunabilir miyim?” diye sorduğu duyulabiliyor. Fukuda, suçlamaları sonrası istifa etti ancak inkâr etmeye devam etti.

78 yaşındaki eski başbakan olan Aso, “cinsel taciz suçlaması diye bir şey olmadığını” söyledikten sonra eleştirilerin hedefi oldu. 

Gazetecilere, “ Bu cinayet veya cinsel saldırı suçlamalarıyla aynı değil” dedi. Ancak Japonya’da cinsel taciz failleri, cinsel saldırı, tecavüz veya hakaret içeren suçlarla suçlanabilir.

Protestocular, Ekonomi Bakanlığı’nın önünü kaplayan cinsel taciz mağdurlarıyla dayanışma gösterisinde “Cinsel tacizi görmezlikten gelmeyeceğiz” ve “#Yanındayım” yazan pankartlar taşıyan kadınlardan oluşuyordu. 

Kadın hakları aktivistleri tarafından sosyal medya aracılığıyla düzenlenen benzer protestolar Kyoto ve Sapporo’da gerçekleşti.

Geçmişte cinsel istismara karşı seslerini yükseltemedikleri için, genç kadınlardan özür dileyen yaşlı Japon kadınlarından bir başka önemli değişim geliyor.

Hon no Mado dergisinin çevrimiçi baskısında, 50’li yaşlarında olan yazar Kyoko Nakajima, 1989’da doğumlu gazeteci Shiori Ito, kamuoyunca iyi tanınan bir gazetecinin kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla ülkeyi şok ettiğinde yalnızca yoğun bir kamuoyu tepkisi çekmemek için çok fazla sesini çıkaramadığından dolayı acı çektiğini ifade etti. 

Nakajima, “Bizim neslimiz sesini yükseltmiş olsaydı, toplum biraz da olsa değişmiş olabilirdi” dedi. “Tek başına direnmek zorunda kaldığın (bıraktığım) durumdan dolayı gerçekten çok üzgünüm.”

Ueno, “Artık erkeklerin onlardan daha iyi olduğunu düşünen genç kadınlar yok” dedi. “Onlar hazır olsun veya olmasın, sorun toplumda yatıyor.”

Kabul töreninin ardından Tokyo Üniversitesi gazetesi çevrimiçi bir anket düzenledi ve 603 öğrenci de dâhil olmak üzere 4.921 kişiden cevap aldı.

Sonuçlara göre, Todai öğrencilerinin yüzde 61.7’si konuşmadan yana oy verdi, üniversite dışındaki kişilerin yüzde 87.5’i konuşmaya değer verdiğini ifade etti. Öğrenciler arasında kadınların yüzde 82.2’si konuşmayı takdir ederken, erkeklerin yüzde 53.1’i olumlu cevap verdi.

Dördüncü sınıf öğrencisi bir erkek, Ueno’nun konuşmasını neden takdir ettiğini açıklarken, “Kırsal bir bölgedeki devlet lisesinden mezun olan biri olarak, çevrenin eğitimini büyük ölçüde etkilediğini hissediyorum” diyor.  “Tokyo Üniversitesi’ne başarıyla girenlerin toplumu herhangi bir şekilde daha iyi hale getirme sorumluluğunu taşırlar diye düşünüyorum.”

Sonuçlar, pek çok katılımcının konu hakkında kararsız olduğunu ve konuşmayı onaylamayanların bir kutlama için Ueno’nun yorumlarının keyfi veya uygun olmadığını savunduğunu ortaya koydu. 

Ancak üçüncü sınıf kadın sanat ve bilim öğrencisi, konuşmanın önemli bir etkisi olduğunu söyledi.

“Bence konuşma, üniversitedeki kız öğrencilerin ve ayrıca toplumdaki kadın ve azınlıkların durumunu iyi tanımladı” dedi.

(Bu yazı Türkçeye Mor Dayanışma Çeviri Komisyonu tarafından çevrildi. Orijinali içinhttps://www.japantimes.co.jp/…/japans-gender-problem-huma…/…)