6 Şubat 2023 tarihinde gözümüzü bir afet tarafından köşe bucak kuşatılmış biçimde açtık. 11 ilde yıkımın olduğu, birçok yerleşim yerini yok eden bu afet bir anda büyük bir felakete dönüştü.
Deprem bir doğal afet ve bundan kaçış yok. Ancak, bu afeti felakete çeviren bu sistemin ta kendisi oldu. AFAD’ı bölgeye gönder(e)meyen, Kızılay çadırlarını satan, yardımları engelleyen hatta bunu kayyım atamaya kadar vardıran AKP-MHP faşist iktidarı, bu topraklarda yaşayan halklar için asıl felaket olduğunu bir kere daha kanıtlamış oldu.
Devlet gerçeğini bilen sosyalistler ve feministler; depremin ilk anından itibaren deprem bölgesinde arama-kurtarma çalışmalarından, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaya bir dizi çalışma için kolları sıvadı. Yaşamaya devam etmeyi sağlayan tam da bu dayanışma oldu.
Mor Dayanışma olarak ilk andan itibaren bölgedeydik. Hatay ve Pazarcık’a giden arkadaşlarımız ilk günlerden itibaren halkla birlikte ellerinde olan malzemelerle arama-kurtarma çalışmalarına başladı. Temel ihtiyaçların eksikliği ve aciliyeti ise ilk saatlerden itibaren sonraki haftalara kadar sürdü.
Elbette, kadınlar için koşullar çok daha ağırdı. Kadınlar için nefes alma alanlarının ilki, Samandağ’da kurduğumuz kadın dayanışma çadırıydı. Zamanla Serinyol, Sevgi Parkı ve Harbiye’de de oluşan kadın dayanışma çadırları şimdi yerini kadın yaşam alanlarına bırakıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin evlerden çadırlara taşındığı deprem sürecinde, kadınların taciz, tecavüz ve şiddet üçgenine her zamankinden daha yakın hissettiği, güvenliksiz ve tehlikeli alanlarda kadın dayanışmasının nasıl yaşattığını bir kere daha görmüş olduk. Kadınların ellerini tutarak, saçlarını tarayarak, seslerine karşılık vererek hissettik ve hissettirdik kadın dayanışmamızı. Aramızdaki dayanışma işte bu kadar somuttu.
Kadınların regl ve hijyen ürünlerine ulaşamadığı, kendilerini güvende hissetmediği anlarda kadın dayanışma çadırları onlara uzanan bir el oldu. Tırlarla bölgeye eşya gönderen ve bölgede gönüllü olan binlerce kadın bu dayanışmanın bir parçası oldu.
Sadece ihtiyaçları karşılamak değildi elbette dayanışma. Birbirimizi iyileştirmeyi de öğrendik. Çeşitli atölyeler ile güçlenmeyi ve dayanışmayı büyütmeyi birlikte başardık.
Şimdi kadın yaşam alanlarını kurmak için çalışmalarımız başladı. Birlikte üretmekten kişisel bakım çalışmalarına, iyileşme çalışmalarından film analizlerine, birçok faaliyetle kadın yaşam alanlarını kurmaya devam ediyoruz.
Samandağ, Serinyol ve Harbiye’de kadın yaşam alanları ile birbirimize nefes olurken örgütlü mücadeleyi büyütüyoruz.