ABD Kaliforniya’da 7 Ocak 2025 tarihinde başlayan yangınlar, günümüze kadar hala tamamen söndürülebilmiş değil. Ülke tarihinin en büyük felaketlerinden biri sayılan yangın, yerleşim bölgelerini de etkisi altına alarak büyük hasarlara yol açtı. Güncel olarak 22 kişinin hayatını kaybettiği belirtilirken, bölge sakinleri için büyük tehlike hala devam ediyor.
Bu ve benzeri doğal-afetler yaşandığında karşılaşılan sorunlardan biri de toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelli deneyim farklılıklarıdır. Kaliforniya yangınından kurtulan Nordicdoll isimli TikTok kullanıcısının paylaştığı bir videosunda krize müdahalede partneri ile arasındaki yaklaşım farkına, sözlerinin ciddiye alınmamasına ve manipüle edilmesine dair samimi sözleri üzerine alttaki çeviriyi yayınlama ihtiyacı duyduk.

Fatmanur Kılıç’ın Science Daily 20 Eylül 2019 tarihli “When natural disasters strike, men and women respond differently” haber çevirisini sizlerle paylaşıyoruz.


Kadınlar riski daha fazla ciddiye alma eğilimindeler, ancak çoğu zaman sesleri duyulmuyor.


Cinsiyetin afet tepkisini nasıl etkilediğini araştıran yeni bir çalışma, kadınların saklanma veya tahliyeye daha erken hazırlanma eğiliminde olduklarını, ancak genellikle hayatlarındaki erkekleri bunu yapmaya ikna etmekte zorluk yaşadıklarını öne sürüyor.

Colorado Boulder Üniversitesinde cinsiyetin doğal afete müdahaleyi nasıl etkilediğine dair yeni bir araştırma, kadınların acil bir durumda saklanma veya tahliyeye hazırlanma konusunda daha hızlı davrandığını, ancak genellikle hayatlarındaki
erkekleri bunu yapmaya ikna etmekte zorluk yaşadıklarını öne sürüyor.


Araştırma aynı zamanda geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin yaşanan felaketlerin ardından su yüzüne çıkma eğiliminde olduğunu, kadınların önemli ancak izole edici ev insanı rolüne indirgendiğini, erkeklerin ise mali konulara odaklandığını ve
toplumsal müdahalelere liderlik ettiğini ortaya çıkardı. Araştırmacılar, yardım sağlamakla görevli kuruluşların dahi zaman zaman “evin erkeği” ile konuşmak istediğini tespit etti.


Sosyoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi, aynı zamanda Doğal Afet Merkezinde araştırma görevlisi baş yazar Melissa Villarreal “Bir felaket durumunda kadınları dezavantajlı duruma düşüren, karar verme aşamasında onları geride bırakan ve
potansiyel olarak iyileşmelerini yavaşlatan birçok engel olduğunu bulduk.” diyor.


Teksas A&M Üniversitesi Yard. Doç. Michelle Meyer’in da yazarı olduğu ve Disasters dergisinde yayınlanan çalışma için araştırmacılar, Teksas’ın iki kasabasında 33 kadın ve 10 erkekle yapılan görüşmeleri derinlemesine analiz etti. Katılımcıların bir kısmı 2013 yılında bir mil genişliğinde yıkıma ve altı kişinin ölümüne sebep olan, 600 eve zarar veren bir EF-4 kasırgasının vurduğu Granbury’dendi. Diğer katılımcılar, aynı yıl bir gübre şirketinde meydana gelen patlamada 15 kişinin öldüğü ve 100 evin yıkıldığı batı bölgesinden geliyordu.


Bölge sakinlerine felaket esnasında ve sonrasındaki deneyimleri soruldu. Olayları çevreleyen koşullar çok farklı olsa da cinsiyetten etkilenen ortak kalıplar olduğu bulundu.


Texas A&M Tehlike Azaltma ve Kurtarma Merkezi yöneticisi Meyer “Kadınların ve erkeklerin bu tür dış uyaranlara aynı şekilde tepki vereceğini varsayarız, ancak durumun aslında böyle olmadığını görüyoruz.” dedi.


Bir röportajda Granburyli bir kadın, çocuklarıyla birlikte dolabın içine saklandığını ve pencereden kasırgayı izleyen kocasına gelip onlara katılması için yalvardığını aktardı. Başka bir vakada ise bir kadın, kocasının arabaya binip fırtınadan uzaklaşma planına direndiğini ve bulundukları yerde sığınmayı tercih ettiğini aktardı. Sonunda geri adım atıp kocasını dinlediğinde ise arka koltukta çocukları ile onları kasıp kavuran kasırga tarafından itilip kakılır durumda kaldıklarını paylaştı.


Villareal “Kadınların hayatlarındaki erkeklerden farklı bir risk algısı ve koruyucu eylem arzusu var gibi görünüyordu, ancak ailelerin ne zaman ve ne tür eylemde bulunacağına genellikle erkekler karar veriyordu.” diye yazdı. “Bazı durumlarda bu,
kadınları ve ailelerini daha büyük bir tehlikeye sokuyor.”


Bulgular, kadınların daha yüksek bir risk algısına sahip olduğunu, ancak “çok endişeli” olarak adlandırılarak zaman zaman ciddiye alınmadıklarını ortaya koyan bir dizi çalışmanın sonuncusu oldu. Bu çalışmadaki kadınlar talep formlarını kendileri doldurduğu hâlde, kurtarma ekiplerinin yardımın nereye yönlendirileceğini konusunda evin erkeklerini arama eğiliminde olmasından da şikayetçi oldu. Yazarlar şu sonuca vardı: “Evin direği erkek’ modelinin ortadan kaldırılması, hane halkının kurtarılmasını hızlandırmak için hayati önem taşıyor.”

İyileştirme aşamasında kadınlar genellikle evi toparlamak ve okullar kapalıyken çocuklara bakmak gibi “ev içi ” işlerle görevlendirilirken, toplumu iyileştirme projelerindeki liderlik rollerinden çoğu zaman dışlanmış hissettiler. Villareal “Bakış açınız dikkate alınmazsa ve kendinizi izole edilmiş hissederseniz bu, afet sonrası zihinsel sağlığınızın iyiye gitmesini engelleyebilir.” dedi. Villareal kısa süre önce Houston’da ayrı bir çalışma başlattı ve 2017’de bölgeyi vuran
Harvey Kasırgası’nın ardından Meksikalı göçmen popülasyonunun karşılaştığı benzersiz zorlukları inceledi.


Hükümet kurumlarının afet uyarılarını hazırlarken cinsiyet farklılıklarını dikkate alması ve kadınların toplumsal süreçlerde daha fazla rol oynayabilmesi için afet sonrası çocuk bakımını sağlamaya öncelik verilmesini talep eden Villarreal, “Irk ve cinsiyete dayalı önyargıları bir kenara bırakıp onları etkileyen durumlara dair hikâyelerini anlatan tüm insanları dinlersek, toplulukların iyileşmesine yardım noktasında daha uzun bir yol kat edebiliriz.” dedi.

Yazar

tr_TR