Sue Smethurst, tutuşturucu kuruluktaki kıtada kaydedilen en tehlikeli yangın sezonunda, ailelerini, topluluklarını ve kutsal topraklarını korumak için mücadele eden, tamamı yerli kadınlardan oluşan itfaiye ekibi ile tanıştı.

Charmaine Sellings ufukta dolanan kapkara bulutlara dikkatle izliyor ve topluluğun 5000-hektarlık evini çevreleyen, kavrulmuş ormana kadar uzanan sararmış çayırlara bakarak “Fırtınalı bir günde tek bir yıldırım düşmesi felakete neden olabilir.” diyor,

Avustralya’nın birçok bölgesi gibi, Doğu Victoria’daki tablo gibi Tyers Gölü de son yıllardaki felç edici kuraklığın acısını çekiyor ve bunun sonucu olarak, Charmaine veya yönettiği Ülke İtfaiye Teşkilatı yaz tatili yapamayacak gibi duruyor.

Bunun yerine, görevde olacak ve kutsal toprağın tutuşmaya hazır arazilerine göz kulak olacaklar.

 “İşler baya umutsuz” diyor Charmaine, “ çok zor koşullardayız, barajlarımız boş ve durum iyi değil.”

“Ekip 24 saat çalışacak. Sakin bir yaz olmasını umuyoruz ancak en kötüsünden korkuyoruz.”

Charmaine’nin ekibi Avustralya’nın ilk tamamı yerli ve kadın itfaiye teşkilatı: yangından daha hızlı bir takım kurabilen çok becerikli bir grup anne ve büyükanne.

Bu çığır açan kadınlar ülkenin uzak doğusunda, kendi kendini yöneten bir Aborjin topluluğu olan Tylers Gölü Aborjinleri Vakfı’nın (Lake Tyers Aboriginal Trust)  belkemiği. 

 “Erkekler hoş karşılanmıyor değil, aslında delikanlıların bize katılıp yardımcı olmasını çok isteriz.” diye laf atıyor Charmaine.

“Ara sıra bir delikanlı çıkıyor ancak çok uzun süre dayanmıyorlar. Benden emir almaktan hoşlandıklarını sanmıyorum.” diyor ve gülüyor, üç torun sahibi 52 yaşındaki şen şakrak kadın.

Giriş ve çıkış için tek bir erişim yolu olan izole yarımada, bir taraftan kalın çalılar diğer taraftan uçsuz bucaksız göl ağı ile çevrili. Avustralya’nın en savunmasızlarından olan yarımadanın 200 sakini, kendilerini korumaları için bu korkusuz itfaiyecilere güveniyor.

“Bir şeyler ters giderse bizler can kurtaranız, yani önemli bir rolümüz var ve sanırım yaptığımız şeyden dolayı insanlar genelde çok minnettar.” diyor Charmaine.

 “Biz gelmeden önce bir çaresizlik duygusu vardı ancak biz durum ne olursa olsun kendimize ve insanlarımıza sahip çıkabilecek kadar yetkin hissediyoruz. Topluluk bizimle gurur duyuyor ve bize değer veriyor.”

Bilinen haliyle Tylers Gölü Aborjinleri Vakfı Yetkili Finansal Analisti (Lake Tyers Aboriginal Trust CFA) neredeyse 20 yıl önce, kasten çıkarılan bir dizi yangın küçük kasabayı tehdit ettiğinde doğdu.

Yangınlardan biri sırasında bir ev kül oldu. En yakın itfaiye ekibinin felaketlere sebep olabilecek uzaklıkta, arabayla 45 dakikalık mesafede olduğunu bilen Charmaine ve arkadaşları Rhonda Thorpe ve Marjorie Proctor, Yetkili Finansal Analist’ten kültürel olarak eşsiz toprakları korumaları için onlara eğitim vermesini isteyerek meseleye el attılar.

Kasabanın sokaklarında dolaşıp kapıları çalarak gönüllü topladılar. İtfaiye teşkilatının açılış törenine sekiz kadın geldi.

Bu benzersiz itfaiyeciler için, teşkilat sadece topluluğu korumakla ilgili değildi – aynı zamanda hikâyelerini de korumakla ilgiliydi.

 “Bu çalılık boyunca insan yapımı eserler var” diyor Charmaine ve 179 arkeolojik eserin bulunduğu, evinden kısa bir yürüyüş mesafesinde olan bir alanı gösteriyor.

Gururlu Kurnaili kadın sonra yaralı ağaçlara, yüzyıllar önce kanolar, kalkanlar ve beşikler yapmak için kabukları soyulduğundan gözle görünür izleri olan okalipslere işaret ediyor.

Kabilelerin yemek yemek için toplandıkları mezbelelerden, kadınlar gölü, Yanmış Köprü, yerel yiyecek ve şifalı bitkilerin bulunduğu çalılar-kilerler gibi birçok başka kutsal mekândan da bahsediyor.

Bu zengin manzaralı Gunaikurnai ülkesi ayrıca Yerel Aborjin topluluğunun sorunlu tarihinin hikâyelerini anlatan düzinelerce önemli mekâna ev sahipliği yapıyor. 

1863’te beyaz yerleşimciler ile Kurnai halkı arasındaki on yıllar süren çatışmalardan sonra, İngiliz Kilisesi pitoresk yarımadayı ele geçirdi ve Tyers Gölü Aborjin Misyonu olarak bilinen bir koloni kurdu.

Victoria’nın her yerinden Aborjinler zorla yurtlarından edildi ve göreve gönderildi. Bu çalınan çocuklardan bir tanesi Charmaine’nin büyük büyükbabasıydı, Healesville yakınlarında yaşayan ailesinden alınmıştı.

 “Neden alındığını asla anlamadı, hiç kimse ona söylemedi” diyor Charmaine, “Sadece ailesinden koparılan küçük bir çocuktu.”

 “Amansız çatışmalar Viktoryen Hükümeti 1971 yılında tapu senetlerini yerli topluluğa geri verinceye dek devam etti. Bu Aborjinlerin Avustralya tarihindeki ilk başarılı toprak hakkı talebiydi.

“Burada çok fazla yaşanmışlık var. Hala bazı sorunlarımız var, özellikle alkol, işsizlik ve ayrımcılık.”

Charmaine’in de kendi savaşları vardı. İki kızı ve üç yaşında bir torunu olan bu kadın, “sağlıksız” ilişkilerden ve kişisel mücadelelerden payını aldı ancak bu savaştan daha güçlü olarak ayrıldı.

 “Kolay bir hayat değildi” diyor gösterişsiz bir şekilde, geçmişe takılıp kalmak istemiyor. “Hepimizin kendi mücadeleleri, zorlukları vardı, hatalar yaptık. Geriye bakmanın bir yararı yok.”

Avustralya’da kadınlar bir yüzyıldan daha uzun süredir itfaiye hizmetlerinde aktif olarak görev alıyor, aslına bakarsanız, NSW’de 1901 yılında çalışmaya başlayan “Armidale Amazonları”nın dünyanın ilk tamamı kadınlardan oluşan itfaiye teşkilatı olduğuna inanılıyor.

Ancak, tamamı yerlilerden oluşan ekip bulmayı bırakın, tamamı kadınlardan oluşan ekipler bulmak nadir rastlanır bir durum ve Tylers Gölü kadınları o kadar alışılmadık ki, bu yılın başlarında Hollywood TV sunucusu Ellen De Generes’in dikkatini çektiler ve De Generes onlarla tanışmak ve hikâyelerini dinlemek için Avustralya’ya bir yapımcı gönderdi. 

Bugün dört kadından oluşan bir çekirdek ekipleri var, bir iki kişi de fırsat bulduklarında ekibe dâhil oluyor ve geçenlerde bir “delikanlı”yı aralarına aldılar, “Sıska” Julien Edwards. 

Charmaine şakayla şöyle diyor: “Sıskanın katılmasına izin verdik!” “Yoo hayır, o müthiş, çok çalışkan. Arada sırada birimizin kocası katılır çünkü bir şeyleri kaçırıyor gibi hissederler, ancak onun dışında ekibi yöneten her zaman kadınlar olmuştur.”

“Teşkilatı ilk kurduğumuzda parlak sarı kıyafetlerimizden dolayı erkekler bizi Muz Kadınlar olarak adlandırdı.” Charmaine gülüyor. “Buna gülmüştük çünkü bizi biraz kıskanıyorlardı, ancak isim üzerimize yapıştı ve bugün biz kendimizi böyle adlandırıyoruz.”

Teşkilat ilk kurulduğunda ne Charmaine ne de Rhonda (59) karmaşık itfaiye kamyonlarını kullanacaklarını, testerelerini savurarak çalıları temizleyeceklerini ve Victoria’nın en kötü yangınlarına karşı savaşacaklarını tahmin edebilirdi. 

Şef yardımcıları, Victoria’nın her yerindeki yangınlara, trafik kazalarına ve acil durumlara çağrılan çok sağlam ve saygın bir ekip kurdu.

“Biz Kara Cumartesi yangınlarında, Wilsons Burnu’nda ve Omeo’da mücadele ettik. O kadar çok göreve çağırıldık ki sayısını saymayı bıraktım.” diyor Charmaine.

 “Yol kazaları her zaman zor, berbat. Gördüğünüz şeylere asla alışamıyorsunuz ancak müthiş bir direnç geliştiriyorsunuz.”

Charmaine ve Rhonda tam 20 yıldır yeni neslin toprağın durumunu öğrenmesi ve kutsal ülkeye bakmaları için aktif olarak ekibe insan toplamaya çalışıyor. 

 “Testereyi elime ilk alışımda, çok korkmuştum.” diyor Charmaine. 

“Yol açmak için düşen ağaçları keserek hatları temizlemek zorundaydım. Nefret etmiştim. Şimdiyse seviyorum. Bir testere alıp olay yerini ya da hattı kaşla göz arasında temizleyebilirim.”

Rhonda teşkilata dâhil olmalarının onlara hayatta da önemli beceriler kazandırdığını söylüyor.

“Bize neşe, arkadaşlık, kadınlar arasında müthiş bir yoldaşlık bilinci ve bağımsızlık verdi.”

 “Öz saygı ve özgüven de.” diye ekliyor Charmaine. “ve bize beraber çalışmayı öğretti, sadece kendi topluluğumuz içinde değil, daha geniş topluluklarda.

Çok fazla yeni insanla tanıştık ve liderlik yetenekleri, karşılıklı iletişim yolları geliştirdik. Stresli ve zor durumlarla sinir krizi geçirmeden nasıl baş edeceğimizi öğrendik.” diyor Charmaine gülümseyerek.

“Bu ciddi bir iş ancak biz gülüyoruz da. Ve hayat boyu sürecek arkadaşlıklar kurduk.”

Tyler Gölü teşkilatını yürütmenin yanında, Charmaine Victoria’da seyahat ederek diğer itfaiyecileri devriye gezerken kültürel önem teşkil eden mekânları tanımaları konusunda eğitiyor ve “siyahi arkadaşların geleneksel toprak ve yangın yönetimi” yöntemlerini tutkuyla paylaşıyor. 

Charmaine şöyle diyor:

“Yangın tehdidi ile mücadele etmek için hep beraber çalışmak zorundayız. Siyahi arkadaşların geleneksel yöntemleri çok etkili. Hepimiz yangını kontrol altına alma konusundaki bilgilerimizi paylaşmalıyız – beyaz arkadaşların ve siyahi arkadaşların yöntemlerini. Birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var”.

Kuraklık ve iklim değişikliği ilkbaharda başlayan korkunç yangın sezonunu beslerken, teşkilat son teknoloji bir tanker aldı.

Charmaine’in kızı Lorraine ve sanatçı Emma Bamblett tarafından eşsiz bir geleneksel sanat eseri olarak yapılan “Working Together” isimli araç ayrıca daha büyük bir amaca hizmet ediyor.

Teşkilat ve Yetkili Finansal Analist, göz alıcı kırmızı, mavi ve mor dış kısmı ile aracın kaynaştırma ve onur duygusu uyandıracağını ve nereye seyahat ederse etsin Tylers Gölü Yetkili Finansal Analisti’ nin (Lake Tyers CFA) hikayesini anlatmaya yardımcı olacağını umut ediyor.

Neredeyse her yaz yangın sezonunun gelmesi kadar beklenen olay, Charmaine’in emekliliğine gelen yıllık tehdit. Gece gündüz göreve çağrılmak ona büyük zarar veriyor, özellikle yaşlı teyzesinin ayrıca tam-zamanlı bakıcısı olduğu için.

Charmaine özellikle yasadışı kampçıların gölün etrafındaki kutsal su birikintilerinde kamp ateşi yaktıklarını görünce çok sinirleniyor.

Bu Charmaine ve Rhonda’nın yazın her gününü güzel eyalet parkını ören düzinelerce çalı yolunu devriye gezerek geçireceği anlamına geliyor. 

Gece gündüz kampçılarla ateş güvenliği hakkında konuşacak ve maalesef genellikle gezginler toparlanıp gittikten uzun zaman sonra hala içten yanan ateşleri söndürecekler.

“İnsanlar erzak almaya şehre indiklerinde ya da balık tutmaya gittiklerinde hala yanan kamp ateşlerine kaç kere denk geldiğimizi sayamam. Bu beni çok sinirlendiriyor.” diyor.

Tehdilerine rağmen, Charmaine henüz parlak sarı kıyafetlerinden vazgeçmeyi hayal edemiyor.

“Emekli olacağımı söyleyip duruyorum ancak buna asla zaman bulamıyorum.” diyor gülerek. “Bunu yapmamayı hayal edemiyorum. Bu bizim hayatımız –kim olduğumuzun bir parçası -bu artık benim bir parçam. Beni sarılarımla gömecekler!”

(Bu yazı Türkçeye Mor Dayanışma Çeviri Komisyonu tarafından çevrildi. Orijinali için: https://www.nowtolove.com.au/news/local-news/indigenous-all-female-fire-crew-australia-62022?fbclid=IwAR1zT_DCq627qAjcw86wFT8yRT1XhNvTCt-V2f8zmqJqJLDyc8GOR9dTSto)