Sizin için de uygunsa ilk soruya Kadından Haber’in nasıl ve hangi amaçla oluştuğunu konuşarak başlayalım.
Mersin’de çok güçlü ve direngen bir kadın hareketi var ama ne yazık ki yerel basında kendine çok fazla yer bulamıyor. Gazetecilik yapan ve aynı zamanda da kadın hakları mücadelesinde yer alan biri olarak kadın ve LGBTİ+ odaklı haberlerin çok fazla işlenmediğini gözlemledim ve bu eksikliği kendim gidermek adına 2021 yılında Kadından Haber’i internet sitesi olarak kurdum. Öte yandan medyada eril ve cinsiyetçi dilin hakim oluşu; haberin kurgusundaki her detayın kadını tekrar mağdur durumuna düşürmesi bir çok kesim tarafından eleştiriliyor. Bu soruna da alternatif olmak adına ‘Eril medyaya karşı feminist basın’ şiarıyla Kadından Haber çıktı ortaya.
Kadından Haber ilk defa geçtiğimiz hafta yazılı bir yayım olarak okurlarına ulaştı. Özellikle ekonomik sürecin bu denli belirleyici olduğu bir durumda sürecin ne gibi zorlukları oldu?
Bizi zorlayan tek kısım matbaa giderleri oldu açıkçası. Herhangi bir ek gelirimiz olmadan gazetenin tamamını renkli bastırmak epey maliyetli oldu. Özellikle kağıt bulunmayan bir dönemde en kaliteli gazete kağıdını kullanarak bastırdık bu gazeteyi. Bunun dışında haber yazımı, dağıtım ve mizanpaj kolektif bir biçimde, gönüllülük esasıyla yapıldı.
Kadından Haber’in ekibinde kimler, mutfağında neler var ve haber yaparken, yazarken, seçerken nasıl bir süreç işletiyorsunuz?
Kadından Haber gazete ekibi aslında ayrı ayrı kurumlarda gazetecilik yapan kadınlardan oluşuyor. Toplamda sekiz kadının özel haberleriyle emeğini ortaya koyduğu bir iş oldu. Bu sürecin en temel noktası öznesi kadın ve LGBTİ+ olan konular seçmek oluyor. İkinci adımda da önemli olduğunu düşündüğümüz, haber değeri taşıyan konular etrafında yoğunlaşıyoruz. Haber yazma kısmı da genel anlamda feminist bir dil çerçevesinde gelişiyor.
Erkek- devlet şiddeti ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği konularında medya ve haber dilinin ne kadar önemli olduğu ortada. Feminist bir bakış açısı ile habercilik yapmak üzerine neler söyleyebilirsiniz?
Yaygın veya ulusal diye tabir edilen medyada cinsiyet eşitliği temelli habercilik pratiklerini görmek mümkün. Ancak yerelde bu biraz daha zayıf kalıyor ne yazık ki. Kadın ve LGBTİ+’lara yönelik herhangi bir şiddet olayı haberleştirilirken kadın+’lar ikinci kez mağdurlaştırılıp, erkeklerin yaptıkları meşrulaştırılabiliyor. Bu anlamda özellikle yerelde feminist bir bakış açısıyla habercilik yapmanın daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda bunu kadın mücadelesinin bir parçası olarak da görüyorum.
Günümüzde gazetecilik zaten zor bir iş bunun üzerine bir de kadın gazeteci olmanın zorlukları üzerine neler söyleyebilirsiniz?
Gazeteciliğin hala erkek mesleği olduğu görüşü hakim ne yazık ki. Bu sebeple kadınlara sahada çalışacak bir alan yaratılmıyor kolay kolay. Genelde ofiste masa başı yapılacak işlere uygun görülüyorlar. Sahaya çıktığında ise bir kadın gazeteci, hem meslektaşları tarafından hem de haber kaynakları tarafından cinsiyetçiliğe, tacize, mobbinge maruz kalabiliyor çoğu kez. Özellikle yerel gazetelerde kurumsallaşma olmadığından kaynaklı temizlik, yemek, çay gibi işlerin kadın gazeteciler tarafından yapılması bekleniyor. Eşit işe eşit ücret kavramı da yok, aynı işi yaptığınız erkek gazeteci sizden daha fazla maaş alıyor. Ancak tüm bu eşitsizliklere rağmen feminist kadın gazeteciler olarak var oluşumuza, haklarımıza ve mesleğimize sahip çıkmak için direniyoruz. Hayatın her alanında erkek sisteme direndiğimiz gibi. Kadın gazeteciler var oldukları alanda dayanışma içinde olmaya, birbirine güç vermeye ve feminist mücadeleyi yükseltmeye devam edecek.