Seçimden sonraki süreci hızlıca karanlık bir yüzyıla çevirmek isteyen faşist gerici ittifak, eğitim ile özel olarak ilgileniyor. Çünkü gençlerin ve çocukların en çok etkilendiği , sosyalleştiği alan okullar. Bu yüzden bu tarikatlaşmış zihniyeti yaymak için mekan olarak okullar seçiliyor ve eğitim adı altında çocuklar bu karanlık zihniyetle buluşturuluyor.
Adım Adım Çedes
Çedes projesi ilk olarak 2021 yılında imzalanmıştı. Bu imzadan önce 2012-2013 yılında devreye koyulan 4+4+4 eğitim sistemine geçiş , bu geçişle birlikte düz lise ve meslek okulların hızlıca imam hatipleştirilmesini ve sonrasında zorunlu din derslerinin ilkokullara kadar indirilmesi gerçekliğini atlamamak gerekiyor. İmam Hatip Lise sayılarının 2012 yılında 572 iken bugün 1000’in üzerine ulaşmış olmasından bile bunu anlayabiliriz. Okullarda tacizcinin, rüşvetin , eşitsizliğin karşında duran öğretmenleri KHK bahanesiyle ihraç ettiklerini de. Görülüyor ki Erdoğan, 22 yıllık iktidarı boyunca bu karanlık zemini adım adım oluşturdu. Kız çocuklarını toplumsal cinsiyet rollerine sıkıştırdı. Öğrencileri fabrikaların, şirketlerin tekeline sundu. Öğrencileri ucuz iş gücü olarak gördü. Şimdi ise öğrencileri, aileleri yoksulluk kıskacına sıkıştırıp , imam hatip liselerine gitmelerini zorunlu kılıyorlar. İktidara yakınlıkları ile bilenen tarikatlarda okuldan sonraki süreci takip ediyor.
Tarikatlara, vakıflara akıtılan sermaye birikimi ile kendilerine ait binlerce öğrenci yurdu açan tarikatlar, özellikle yoksul ailelerin çocuklarını bu yurtlarda barındırıyorlar. Türkiye’de 3 bin 331 tarikat yurdu bulunuyor. Bir yandan okullarda bir yandan yurtlarda karanlığa itilen gençler el birliği ile intihara sürükleniyor.
Çedes Projesi Protokolünde Neler Var ?
Protokol kapsamında değerler eğitimi adı altında okullara din görevlileri atanacak. Bu din görevlileri okulda gönüllü öğrenciler ve velilerle buluşmak için “değerler kulübü” açacak . Bu kulüpte “değerler “ temalı buluşmalar gerçekleştirecek. Yani okullarda öğrencilerin en çok sosyalleştiği kulüpler AKP iktidarı döneminde kapatılırken, kendilerinin devreye koyduğu “değerler kulübü” ile örgütlenmesi sağlanıyor olacak. Aynı zamanda bir tek okul içi mekanları değil okul dışı mekânlarda buna dahil edilecek. Açık açık çocukları okullardan alarak camiye , tarikat , cemaat mekanlarına götürecekler . 2023’te imzalanan ek protokolle birlikte bu proje ilköğretim okullarında da uygulanabilecek. Tüm bu maddelerden de anlaşılacağı gibi Erdoğan, laik eğitimi ve yaşam tarzını hedef almış durumda. Seçimden sonra atanan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef almasından da bunu anlayabiliriz. Her açıklamalarında bunları kız çocukları için yaptıklarını söylemekten de geri durmuyorlar. Ama bizler biliyoruz ki gerici politikalarını kadınları bahane ederek uyguluyorlar ve aldıkları her karar günden güne kız çocuklarını ve kadınları kamusal alanlardan soyutluyor.
Bakanlıklar ve Tarikatlar
Türkiye’de 30 tarikat, bu tarikatlara bağlı 400’ün üzerinde cemaat ve bu cemaatlerin sahip olduğu birçok vakıf, dernek vb. bulunuyor.
Devlet okullarında; Dersimi Camide Yapıyorum Protokolü, İyilik Okulu Protokolü, Değerler Eğitimi Protokolü, Medeniyet ve Değerler Protokolü, Mescitsiz Okul Kalmasın Protokolü gibi MEB VE Diyanet İşleri Bakanlığı işbirliği ile protokoller imzalandı.
Çedes Projesi de bunlardan biri ve üç bakanlık ile birlikte şekillendi. Bunlar Milli Eğitim Bakanlığı , Diyanet İşleri Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı . Bugün MEB, kendine ayrılan bütçeyi dini bütçe olarak görüyor. Okullarda en temel malzemeler yokken , okullarda rüşvet almış başını gitmişken kendine dert ettiği ,eğitimi gericileştirmek. Uzun süredir MEB ve Diyanetin kafa kafa verdiğini biliyoruz. Buna bir de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın eklenmesi tesadüf değil. Amaç gençlik ile AKP’nin muhafazakâr politikalarını buluşturmak. Buluştururken de bunu eğitim adı altında cicileştirmek. Çedes projesi gibi bir çok gerici projede bakanlıklar yoluyla inşaa edildi. Bu da demek oluyor ki bakanlıklar ve tarikatlar iç içe geçmiş durumda.
Karanlık Zihniyeti Örgütlülüğümüzle Kuşatacağız.
Bu ülkede tarih boyunca dayatılmak istenen tek din tek millet jargonuydu.
Okullarda yüzlerce farklı etnik köken grubundan öğrenci var. Çedes Projesi ile alevi çocuklarını, anadilde eğitim hakkını uygulamayarak Kürt çocuklarını, karma eğitim uygulamaları ile kız çocuklarını ve daha onlarca mülteci çocuğu kutuplaşmaya iten , eşitsizliğe iten bu gerici uygulamalardan derhâl vazgeçilsin!
Kendini Diyanetin bir ayağı olarak gören MEB, okullardaki rüşvetin , eşitsizliğin önüne geçsin!
Parasız, bilimsel, laik, ana dilde eğitim haktır!
Tüm bu gerici, kadın , çocuk , doğa düşmanı politikaları devreye koyan Erdoğanist rejime karşı geniş halk kesimlerinin eşitliği, adaleti, özgürlüğü örgütleyerek ortak mücadele hattında buluşması artık zorunludur.
Her bir çocuğun hayatı suç şebekesine dönüşmüş tarikatlara ve cemaatlere teslim edilmeyecek kadar değerlidir.
Kaynak: https://sendika.org/2023/05/akpli-yillarda-cocuk-4-cemaatlerle-kol-kola-egitim-sistemi-684444