Yaşamımızın neredeyse çoğunu çalışmakla geçirdiğimiz ama en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamadığımız bu dönemde hakkımız olan ara zam taleplerimiz yükseliyor!
Açlık sınırı 17.725 TL, yoksulluk sınırı 57. 736 TL olmuşken Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ‘’Asgari ücrete ara zam yok, emekliye refah payı ödenmeyecek’’ açıklamasını yaptı.
Yani yıl sonuna kadar milyonlarca işçi ve emekçiye yoksulluğun kapısını sonuna kadar açmış oldular.
Halkın Yoksulluğu ile Övünç Duyuyorlar!
Halkın yoksulluğu ile ‘’Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde’’ diyerek adeta övünç duyuyorlar.
Saray Rejimi iktidarda olduğu dönem boyunca ekonomik krizi derinleştirerek topluma ‘sabredin’ naraları attı. Geldiğimiz durumda ise hepimizin aynı gemide olduğu imajını yaratarak ‘bugünleri hep birlikte atlatacağız’ yalanlarını söylüyor. Bizler aynı gemide olmadığımızı çok iyi biliyoruz.
Çünkü; AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yardımcısı Cevdet Yılmaz, Saray’a 2024 yılı için 12 milyar 283 milyon 843 bin bütçe ayrıldığını açıklamıştı.
Şimdi düşünelim, sarayın günlük giderleri ile asgari ücret arasında açılan makası. Bu makasın bir ucu yoksulluk ve sefalet ile bezenmişken diğer ucu zenginlik ve refah içinde yaşıyor. Ve bu makasın patriyarkal kapitalist sistem içerisinde kapanmayacağını ve eşitlenmeyeceğini biliyoruz.
Diğer bir yandan işçilere, emekçilere ölmeyecek kadar ücreti reva gören bakanların maaşına zam üstüne zam yapılmaya devam ediliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a, Temmuz’da uygulanan %20.3’lük zam oranı ile yeni maaşı 173,667 TL olurken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yeni aylığı ise 290,320 TL oldu.
Saray’a Bolluk Halka Yokluk
Enflasyon arttıkça aldığımız maaşın ve alım gücünün cebimizde hızlıca eridiğini görüyoruz. Eridiği yetmediği gibi asgari ücreti artırmayan iktidar yetkilileri, elimize geçen net ücretlere de vergi yükü ile el koyuyor.
Neoliberal politikalar sonucunda ortaya çıkan ‘tasarruf paketinin’ kimler için hazırlandığını çok kısa bir sürede gördük. Sarayın serveti kamulaşmıyorken, halka uygulanan boğaz sıkma politikası her geçen gün kendini daha çok hissettiriyor. Kamuya ait ne varsa her şeyi özelleştiren, bütün kamu kaynaklarını sermaye için açan ama iş tasarruf yapmaya gelince de halka yoksulluğu dayatan halk düşmanı paketler açığa çıkıyor. Aynı zamanda en temel haklarımız olan eğitim, sağlık gibi birçok hakkımız da gasbediliyor.
Ara Zam Talebimizi Birlikte Büyütelim.
Emeğimiz ve haklarımız sermaye sahiplerinin çıkarlarına sunuluyor. Sermayedarlardan servet vergisi almayan iktidar yetkilileri, ‘bu tasarruf hepimiz için’ yalanlarını sürdürerek emeğimizin üzerine daha çok yatacak.
Patriyarkal kapitalist sistem düzeninde emekçilere, kadınlara, çocuklara bir yaşam hakkı yok!
Vergiler öncelikle servet zenginlerinden alınsın! Özelleştirilen haklarımız kamulaştırılsın! Temel geçim araçları ücretsiz sağlansın! Asgari ücrete ara zam derhal yapılsın!