Noongar sanatçısı olan Sandra Hill’in en çarpıcı resimlerinden birinde, bir grup beyaz kadın, Aborjin bir kadın izlerken pasta yaparlar.

Hill RN (Radio National)’nin The Art Show programına verdiği demeçte, resmin, kendisinin ve kız kardeşlerinin annelerinden koparılıp beyaz bir koruyucu aile ile geçirdiği çocukluk yıllarından esinlendiğini söylüyor.

“Üvey annem benim, kız kardeşlerimin pasta yapımına yardım etmemize asla izin vermezdi” diye hatırlıyor.

“Bunu merak ederdim çünkü beyaz kuzenlerim pasta yapabilirdi ve onlar kâseyi yalayıp yumurtaları çırparlardı ve ben bankta oturup olanları seyrediyor olurdum.”

Yıllar sonra beyaz üvey annesiyle bu hatıra hakkında yüzleşti.

Utandı ve özür diledi, Hill’e şunları söyledi:  “Koyu tenli olduğun için pastayı yapmanı istemedim. Pasta yapamayacak kadar kirli veya pis olduğunu düşünüyordum.”

“Şaşırmıştım, bu beni öldürdü, bunu düşünmek beni hala üzüyor… Bir çeşit iyileşmeye doğru ilerlemek zorundaydım” diyor Hill.

Resim, baskı, kolaj, heykel, enstslasyon ve kamu sanatı alanlarında karma medya sanatçısı olan Hill The Cakemaker (Pasta Yapanlar) tablosunu boyadı.

“Bu hikâyenin yolundan kurtulma sürecine girmek, biraz da olsa bağışıklık kazanmamı sağlıyor.” diyor Hill.

Bu resim yakın zamanda Hill’in Perth’te John Curtin Gallery’deki çalışmalarının bir sergisi olan Mia Kurrum Maun’da (Evden Uzakta) sergilendi.

Sanat Yoluyla Hikâye Anlatıcılığı

“Sosyal yardımlaşma tarafından annemizin bizi istemediği ve bizi teneke parçalarının altındaki bir çalılığa terk ettiği söylendi” diyor Hill. 

Daha sonra, 1958’de, kendisinin ve üç kardeşinin, annelerinden ve Batı Avustralya’nın Pilbara bölgesindeki Point Samson’daki evlerinden zorla alındığını öğrendi.Hill o zamanlar sadece 6 buçuk yaşındaydı.

Hill, ailesinin – Wardandi, Minang, Pibulmun, Ballardong ve Wilmen klanlarından olan – ayrılacak ve bir kuruma yerleştirilecek üçüncü neslidir.

Hill’in şiddete, tacize ve ihmale maruz kaldığı adı çıkmış, zalim bir yere “melez” çocuklar için olan Rahibe Kate’in Çocuk Evi’ne götürüldüler.

Hill koruyucu ailesi ile yaşamaya başlamadan önce 3 yıl boyunca buradaydı. Sonunda en büyük kız kardeşi Barbara da ona katıldı.

“Çocukken ve genç bir kadınken öyle nefret ve kaygı, stres, acı ve keder besledim ki, bu yüzden ıstırabımı örtmek için mizahı bir folyo gibi kullandım” diyor Hill.

Koruyucu ailesinin evinde, Rahibe Kate’in kilisesinde gördüğü baskı resimden esinlendiği bir meleği çizerken buluyordu kendini. 

“Etraftaki tüm şeyler o kadar iğrençti ki, güzel olan yalnızca oydu” diye hatırlıyor.

16 yaşına geldiğinde ciddi bir şekilde sanata yöneldi ve 1981’de Perth’s Swan TAFE’in Sanat Çalışmaları bölümünü ileri derece diplomayla bitirdi.

Bu melek, ödüllü kariyeri boyunca sanatçı ve eğitimci olarak geri döndüğü bir imaj haline geldi.

“Eğer hikâyelerimi sanat yoluyla anlatmanın iyileşme sürecine sahip olmasaydım, bugün nerede ve hangi konumda olacağımı hayal bile edemiyorum.” diyor.

Farklı Gölgeler

 Hill, 1985’te, alındıktan 27 yıl sonra, annesiyle yeniden birleşti ve annesi ona beyazların evlerinde hizmetçi olarak geçirdiği yılları anlattı.

“Hiçbir zaman aitmiş gibi hissetmedi, her zaman bir yabancılaşma duygusu, bir yalnızlık duygusu ve etrafındaki beyaz insanlar tarafından kabul edilmeme duygusu hissetti” diye hatırlıyor Hill.

“Onunla ilişki kurabilirim çünkü ben de aynı şeyleri hissettim. Onun yaptığı düzeyde değil ama… Herkes benim Aborjin olduğumu biliyordu ve beni aşağıladılar.”

Daha önceki bir oto portresinden yola çıkarak ve annesinin deneyimlerinden esinlenerek “Ev Kadınları” serisini boyadı. ( Pasta Yapanlar dâhil)

Serideki resimlerin her biri parlak-renkli bir iç mekânda bookah (kanguru derisinden pelerin) giymiş Aborjin bir kadını betimliyor.

Bunun karşısında, Ev Kadınları serisinin beyaz insanları gri tonlarda resmediliyor.

Hill’in annesi ve teyzesi, Batı Avustralya’nın kötülüğüyle ün salmış, Aborijinlerin Baş Koruyucusu AO Neville tenlerini incelemek için ziyaret ettiğinde Moore Nehri yerleşim yerindeydi.

Hill’in annesi ve teyzesi gibi daha açık renk tenli Aborjin çocuklar Rahibe Kate’in Çocuk Evi’ne (siyahların eğitilmesi misyonuyla) gönderiliyordu. Daha sonra aynı yetimhaneye Hill de gönderildi.

Sanatçı, “Onun (Neville’in) Aborijin bir çocuğun renk düzeyini belirlemek için yaptığı derecelendirmeyi, beyazların üzerine farklı gri gölgeler kullanarak geri koydum” diye açıklıyor.

Ülke İle Yeniden Bağlantı Kurmak


Hill artık bir Wardandi yaşlısı ve varisi. Wardandi’nin küçük bir köyü olan Balingup’ta yaşıyor.

Son dört yıldır, yalnızca güneybatı Batı Avustralya Aborijin sanatına adanmış ilk galeri ve eğitim merkezini kurmaya çalışan Wardandi’nin Undalup derneğinin yönetim kurulu üyesidir.

Sanatçı “Eğer yakın gelecekte bir şeyler yapmazsak, gençlerimizin bir neslini kaybedeceğiz çünkü ilerleyecek yolları olmayacak” diyor.

Hill, Noongar sanatçılarını “ana akım sanatlar” konusunda eğitmeyi umuyor – onlara finansman uygulamalarından materyallere kadar her şeyi öğretiyor.

“[Ama] Aborijin kurallarına ve Aborijin parametrelerine sahip bir Aborijin sanat hareketi oluşturacak bir hareket yaratacağımızı düşünüyorum” diyor.

Merkez için vizyonunun önemli bir parçası, öğrencileri, güneybatı Batı Avustralya’da 14 farklı dil grubunu kapsayan ülkeleriyle buluşturmaktır.

“Bu Çalınmış Kuşak’ın bizim insanlarımızdan alıp götürdüğü şeyin bir parçasıydı… Özellikle burada güneybatıda. Çünkü çok açgözlüydü.”

“Bir yolculuğa gittim, çok uzun bir yolculuk. Hayatımın büyük bir kısmında bu yolun gerisine bakarak savaştım ve kim olduğumu, nerede olduğumu bulmaya çalıştım. Ve bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum… [çünkü] bana rehberlik edecek çok az insanım vardı, “diyor.

Hill, yaşlılar ölürken, çalınan çocukları torunlarıyla yeniden ilişkilendirmenin aciliyetinin olduğunu söylüyor.

Onların elde ettiği bilgiyi kaybediyoruz, belgelenmesi gerek ve – bunu sanat yoluyla bulabiliriz.

Bir İşaret

” Hâlâ buradayım ve birçok Çalınmış Kuşak insanı hâlâ burada. Bu yaşayan bir tarih ve insanların anlamadığı şey bu. Geçmişte olduğunu düşünüyorlar. Olmadı, bana oldu ve hâlâ hayattayım, “diyor Hill.

“Hâlâ oluyor. Çocuklarımız hala götürülüyor ve çocuk gözaltı merkezlerine konuluyor. Yani durmadı. İnsanlar durup dinleyene kadar da asla durmayacak.”

Hill son 25 yıldır (ortağı Jenny Dawson ile) kamusal sanat yapıyor ve Perth’in Wellington meydanı için

Çalınmış Kuşağı teşhir eden yeni bir kamuya açık sanat eseri yapmak üzere görevlendirildi.

“Perth’de bu hikâyeyi anlatan hiçbir şeye sahip değiliz. Bu yere ihtiyacımız var, ona çok ihtiyacımız var, buna uzun zamandır ihtiyaç duyuyoruz ve sahipliğini alacağız.”

Çalışmanın beş geleneksel konuttan veya mia-mias**dan oluşacağını ve Aborijin halkının bir araya gelip hikayelerini anlatmaları için bir yer olarak hizmet edeceğini söylüyor.

“Dayanabileceğimiz somut bir şey olacak” diyor Hill.

Tasarım ayrıca mia-mia’ların geceleri kamp ateşi gibi parlamasını sağlayacak ışıklar da içeriyor. “Bu, Çalınmış Kuşak insanların evlerinin yolunu bulmalarına yardımcı olacak bir işaret.”

Hill, bunun kamuya açık sanatının son eserlerinden biri olacağını ve zorluklara rağmen Aborijin halkının geleceğinden umutlu olduğunu söylüyor.

“Bize yapılan her şeye rağmen halkımızın hayatta kalmasına hayranım. Hâlâ hayattayız ve gelişiyoruz.  Bir Bibbulmun yorga*** olmak, güneybatıdan bir Aborijin kadın olmak beni gururlandırıyor.”

*Avustralya Parlamentosu’nun eylemleri altında Avustralya federal ve eyalet hükümet kurumları ve kilise misyonları tarafından ailelerinden uzaklaştırılan Avustralya Aborjin ve Torres Boğaz Adası kökenli çocuklardı.

**MIA (Missing in Action) daha çok askeri harekâtta kayıp olan askerleri ifade eden bir terim olmasına rağmen Hill bu kelimeyi Çalınmış Kuşak insanlarını, KAYIP insanları ifade etmek için kullanıyor.

***Yorga Avustralyaca’da kadın, özellikle Aborijin kadın anlamına geliyor.

Bu yazı Türkçeye Gözde Çelik tarafından çevrildi. Orijinali için:https://www.abc.net.au/news/2020-06-03/stolen-generations-aboriginal-artist-sandra-hill/12311624

en_GB