Biz Kimiz?

Mor Dayanışma Kimdir?

Mor Dayanışma; kadınların bedeni, emeği ve kimliği üzerinde özgün bir tahakküm kuran erkek egemen (patriarkal) kapitalist sisteme karşı, kadınların öz örgütü, isyan çığlığı, özgürlük yürüyüşü…

Mor Dayanışma; tacize, kadın katliamına, savaşa, şovenizme ve asimilasyona, beden ve emek sömürüsüne, doğanın yağmalanmasına, homofobiye, tüm hiyerarşi biçimlerine, kadına yönelik her tür şiddete karşı ‘kadın dayanışması’’ şiarıyla yaşamlarına sahip çıkmak için mücadele eden kadınların direniş bayrağı…

Erkek egemen akıldan ve onun araçlarından kopuşarak, kadın düşmanı zihniyete karşı kadın dayanışması ile mücadele eden bağımsız kadın örgütlenmesi…

Bizler evlerden, mutfaklardan, işyerlerinden, atölyelerden, fabrikalardan, kadınlar olarak her renkten, dilden, kimlikten kız kardeşimizle kucaklaşıp özgürlük türküleri söylemek için bir araya geldik.

Türkiye’de Kadın Hareketi uzun bir durgunluk sürecinden sonra kürtaj eylemlilikleri, Gezi direnişi, Özgecan isyanı, 2016 yılı 6-8 Mart eylemlilikleriyle yeni bir süreci başlattı. 2017 yılı ise artan kadın cinayetleri ve her tarafı kuşatan şiddet sarmalına karşı seslerini yükselten, bu duruma seyirci kalmayacaklarını haykıran kadınların dayanışmayı ve mücadeleyi arttırdıkları bir yıl oldu. 2018 yılı da çocuk istismarına boyun eğmeyen, tek adamlığa hayır diyen, itaati kabul etmeyen, özgürlük arayışında olan kadınların çığlıklarıyla doldu.  2019 yılında kadınlar “Ekonomik Krizin Bedelini Bizler Ödemeyeceğiz” sloganları ile krizler sarmalında kadınları şiddete, yoksulluğa, işsizliğe hapsetmeye çalışan erkek egemen sistem karşısında alanları, meydanları doldurdu. Dünyada yankı bulan Las Tesis eylemleri kadın mücadelesini enternasyonal zemine çeken yeni bir sürecin başlangıcı oldu Kadınların isyanının sokaklarda yarattığı cesaret ve umutla, yerellerde isyanlar örgütlendi, güç biriktirildi.

Mor Dayanışma çalışmaları, 2013 yılındaki kürtaj eylemlilikleri ve Gezi direnişinde isyan bayrağını yükselten Antakyalı kadınlar tarafından başlatıldı. Antakya’daki çalışmaların yankısının yarattığı etkileşimle Adana’daki kadınlar da çalışmalarla bağ kurdu. Mor Dayanışma, Güney’deki kadınların sözü ve sesi oldu. 

2014 Şubat ayında Antakyalı kadınlar Mor Dayanışma Derneği’ni Antakya’da kurdular. Derneğimiz, kadınların dernek merkezine gelmesini bekleyen değil, mahallelere giden bir dernek olarak çalışmalara başladı. Mahallelerde kadın sağlığı panelleri, iletişim atölyeleri, film gösterimleri ve kadın buluşmalarının yanı sıra “Sorunlar Ortada Çözüm Dayanışmada” başlıklı odak grup çalışmaları ve “Mahallelerde Şiddeti Nasıl Durdurabiliriz?” söyleşileri düzenlendik. Mor Dayanışma Kadın Derneği, Sabancı Üniversitesi Mor Sertifika Programı kapsamında “Oyunlarla Toplumsal Cinsiyet” etkinliğine; Kadının İnsan Hakları ve Yeni Çözümler Derneği’nin hazırladığı “Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı Eğitici Eğitimi (KİHEP)”ne; Ankara’da Kadın Çalışmaları Derneği’nin hazırladığı “Mülteci Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı: Medya Dilini ve Zihniyetlerini Değiştirebilmek Projesi”ne; Yeşilpınar Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin hazırladığı “Yerel Yönetimlerde Kadın Projesi”ne ve “Kadın Sığınakları Kurultayı”na katılımcı oldu.

Antakya ve Adana’da yakılan isyan ateşi etkisini hızla ülke çapına yaydı. Antakya, Adana, Mersin, İzmir, İstanbul ve Antalya’dan kadınlar, kadınların öfkesini örgütlülüğe dönüştürerek kolektif bir kadın kurtuluş bilinci ve hareketini inşa etmeyi kararlaştırdı.  23-24 ve 25 Eylül 2016’da bir araya gelen kadınlar, ‘Evlerden, mutfaklardan, atölyelerden ve fabrikalardan yola çıkıyoruz’ sözünün etrafında toplandı ve buluşmadan aldıkları güçle Türkiye çapında, “yaşamı mora boyama” kampanyasını başlattı. Böylece Mor Dayanışma kadın gazetesi yayın hayatına başladı.  

Mahalle bazında örgütlenen Mor Dayanışma, ulaşabildiği her yerde yerel kadın meclisleri kurdu. Atölye çalışmaları (okuma-yazma, erbane, yoga, kadın korosu, öz-savunma, edebiyat, vb) ve seminerlerle (toplumsal cinsiyet, kadın sağlığı ve kadın hakları, kadın emeği) kadınlara kendilerini ifade etme alanlarını yarattı. Farklı kesimlerden gelen kadınların, kadın olmaktan kaynaklı yaşadıkları ortak sorunlar üzerinden bir araya gelmelerini sağlandı.

Daha sonra, 25-26-27 Ağustos 2017’de gerçekleştirilen 2. kadın kampında ve 23- 24 Aralık 2017’de yapılan 1. Türkiye Kadın Konferansı’yla, Mor Dayanışma ülke çapında güçlü bir kadın iradesini ortaya koydu. İki yılda bir yapılan kadın konferanslarında önümüzdeki döneme dair yürüteceğimiz feminist politikamızın önerge tartışmaları ve örgütlenme stratejilerini konuşuyoruz. Ayrıca il meclislerinden inisiyatiflerin Türkiye Meclisi’ne ve Merkez Koordinasyon’a aday olmalarıyla örgütlenme mekanizmalarımızı demokratik yöntem ve yarı-doğrudan temsiliyetlerle yeni yol arkadaşlarımızla paylaşıyor ve devrediyoruz.

2. Türkiye Kadın Konferansı 8-9 Şubat 2019 tarihinde “İnadına Mücadele İnadına Özgürlük” şiarıyla gerçekleşti. Hem Türkiye’den hem de yurt dışından sağlanan geniş bir katılımın ve dayanışmanın gücü ve umudu ile “2020’yi örgütle, Mor Dayanışma’ya örgütlen” çağrımız için yola koyulduk.

3. Türkiye Kadın Konferansı 11-12 Haziran 2021’de “Eşit, Özgür, Sömürüsüz Bir Dünya İçin Şimdi Bir Adım Daha Atma Zamanı!” şiarıyla gerçekleşti. 

2020 yılında bölgeler meclisi atılımıyla daha fazla ilde örgütlenmeye başlayan Mor Dayanışma; 4. Türkiye Kadın Konferanslarını 3 ayrı bölgede (Marmara, Ege, Güney) “Yalnız Değil, Birlikte Güçlü!” şiarıyla yüzlerce kadının katılımıyla gerçekleştirdi.

Her yaz gerçekleşen kadın kamplarına bakarsak;

3-4-5 Ağustos 2018 tarihinde 3. kadın kampını “Özgürlük Yanı Başımızda! Ellerimizde! Kadınlar Neredeyse Orada!” şiarıyla, 23-24-25 Ağustos 2019’ta 4. kadın kampını “Kadınlar Vardır, Kadınlar Her Yerde!” birçok farklı ilden gelen yüzlerce kadın ile gerçekleştirdi. 

2020 yılında bölgeler meclisi atılımından sonra; 5. Kadın kampını 2 ayrı bölgede yüzlerce kadınla gerçekleştirdi. 28-29 Ağustos’ta Güney Bölgesi ve 4-5 Eylül’de Ege Bölgesi kadın kamplarını “Dünya Tersine Dönse Birbirimizden, Mücadelemizden, Hayatlarımızdan, Neşemizden Vazgeçmiyoruz” şiarıyla gerçekleştirmiş oldu.

2021 yılında 6. kadın kampını “Akıntıya Değil Umudun Dalgasına Kapılıyoruz!” şiarıyla 3-4 Eylül’de Güney Bölgesi’nde ve 10-11 Eylül’de Ege Bölgesi’nde gerçekleştirdi.

2022’den bu yana ayrıca Marmara Bölgesi’nde de kadın kampları örgütlenmeye başlayan Mor Dayanışma; 7. Kadın kampını “Karanlığa Karşı Umut Kadınlarda Şiarıyla” gerçekleştirdi.

2023’te 8. Kadın kampını “Çekmişim İsyan Bayrağını, Dalgalanır Başımda Hür!” şiarıyla Marmara bölge kampını 9-10-11 Ağustos’ta, Ege bölge kampını 17-18 Ağustos’ta, Güney bölge kampını ise 23-24-25 Ağustos’ta gerçekleştirdi.

2023 yaz ayları boyunca yaptığımız “Felaketler çağı mı? Krizler sarmalı mı? Kadınlar ne yapmalı? Çıkış yolu neresi?” konulu panellerde, son bir yıldır 3 bölgede yaptığımız geleneksel yaz kadın kampları ve kış kadın kampımızda yürüttüğümüz tartışmalar sonucunda ortaya çıkan ihtiyaçlarla enternasyonal sempozyum örgütlemeye karar verdik. 14 Ocak 2024’te “Patriyarkal Kapitalizmin Krizi İçerisinde Enternasyonal Örgütlü Feminist Mücadele Deneyimleri” başlıklı sempozyumu beş yüze yakın kadın ve lubunya ile İstanbul Müze Gazhane’de gerçekleştirdi.

İran, Lübnan, Fransa, Polonya ve İtalya’dan feministlerin katılımıyla dünyada kadın hareketinin ve feminist hareketin durumlarını, güncel ihtiyaçlarını konuştuk.  Polonya’dan New Way Of Activism üyesi Zuzanna Dorota Karcz, Lübnan’dan feminist aktivist ve Daraj gazetesinde haberci Diana Moukalled, Fransa’dan Assemblée féministe Montreuil ve Coordination Féministe üyesi ARYA MERONİ, İtalya’dan Potere El Popolo- Ni Una Menos üyeleri Lucia Amorossi ve Irene Cau, İran’dan Stop Honour Killings kurucusu ve üyesi Foorogh Sheykholeslami sunumlar gerçekleştirdiler.

2. Oturumda Türkiye Kadın Hareketi’nden katılımcıların sunumları gerçekleşti. Mor Dayanışma, Kampüs Cadıları, Genel-İş Sendikası Mor Liste, Kadınlar Birlikte Güçlü ve DEM Kadın Meclisi’nden yol arkadaşlarımız sözler aldılar. Mor Dayanışma kurucularından Toplumsal Özgürlük Partisi sözcüsü ve DEM Milletvekili Perihan Koca ve müzisyen Gaye Su Akyol da sempozyumu selamladılar.

Mor Dayanışma kadınların buluşma, sosyalleşme ve örgütlenme alanları olarak ayrıca dernek binalarını çoğalmaya karar verdi ve 3 Ağustos 2019’da İstanbul Beşiktaş’ta ve 4 Ocak’ta Kartal’da açılan Mor Dayanışma Derneği ile yerellerde yürüttüğü çalışmaları bir adım öteye taşıdı. Şu an bu iki dernek binasından Kartal’da olanı maddi sıkıntılardan kaynaklı kapatılmış ve Beşiktaş’taki dernek ise Beyoğlu ilçesine taşınmış durumda. 

Diğer dernek binaları 23 Nisan 2022’de Adana’da, 17 Nisan 2022’de İzmir’de, 18 Temmuz 2023’te Mersin’de açıldı ve faaliyetlerine devam ediyorlar.

6 Şubat Maraş merkezli depremlerden sonra ilk derneğimiz olan Antakya Mor Dayanışma binamız ağır hasar aldı ve ne yazık ki yıkılmak zorunda kaldı. Hatay genelinde başlattığımız kadın çadırı faaliyetinden sonra Samandağ prefabrik derneğimizi 15 Temmuz 2023’te ve Antakya/Serinyol derneğimizi 18 Mayıs 2024’te açmış olduk. Kadın çadırlarından büyüyen kadın dayanışmasına ve mücadelesine dair İstanbul Kültür Sanat Komisyonu üyelerimizin çektiği “ÇATI” belgeseli önemli bir çalışmadır. 

Mor Dayanışma 2024’te 10. yılını kutladı ve hem derneklerinde hem de mahallelerde örgütlü sosyalist feminist mücadeleye emek vermeye devam ediyor.

İstanbul, Antakya, Mersin, İzmir, Adana, Kocaeli, Sakarya, Antalya, Yalova, Dersim, Diyarbakır’da örgütlendik. Bursa, Ankara, Çanakkale, Muğla, Gaziantep, Şırnak, Edirne, Samsun, Denizli, Van ve birçok farklı şehirde kadın dayanışmasını büyütmek isteyen ve mücadeleye gönül vermiş kız kardeşlerimizle buluşup özgürlük arayışımızı güçlendiriyoruz.

  • Bilinç yükseltme çalışmaları
  • Film gösterimleri
  • Öncü kadın atölyeleri
  • Özgüven ve yaratıcı drama çalışmaları
  • Öz savunma atölyeleri
  • Paylaş, gülümse, gülümset takas etkinlikleri
  • Doğa yürüyüşleri
  • Şiddete karşı fiziksel ve psikolojik destek etkinlikleri
  • Sağlık, sosyoloji, psikoloji panelleri, söyleşileri
  • Kadın koroları, kültür sanat atölyeleri
  • Masal atölyeleri
  • Mor Dayanışma Kadın Gazetesi
  • Kitap Tartışmaları
  • Yaz kampları
  • Kadın Konferansı
  • Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı (KİHEP)

Film Etkinlikleri

Kadınları ve kadın sorunlarını konu edinen filmleri izleyip, bu sorunlara ne gibi çözümler üretebileceğimize dair tartışmalar yapıyoruz. Bunlar arasında, ülkemizin büyük problemlerinin başında gelen çocuk yaşta zorla evlilikler, ensest, kadına yönelik şiddet vs. gibi konular yer alıyor. Yalnızca acılarımızı değil, zaferlerimizi kadın hareketine öncülük etmiş kadınların hayatlarını, deneyimlerini de paylaşıp çoğaltıyoruz.

Bilinç Yükseltme Çalışmaları

Kadınlar olarak ataerkil sisteme karşı verdiğimiz mücadelenin teorisini oluşturmak ve pratik çalışmaların teorik arka planını sağlamlaştırmak için bilinç yükseltme çalışmaları yapmaktayız. Bu çalışmalar dâhilinde deneyim aktarımları, makale ve kitap tartışmaları, güncel politikaya dair sohbetler yer alıyor.

Özsavunma Atölyeleri

Bize göre özsavunma, erkek şiddetine karşı kadınların kendilerini koruma hakkıdır. Kadının kendi bedeni üzerindeki hâkimiyetini eline alması gerekiyor. Dünyanın yarısını oluşturan biz kadınlar olmadan gerçek anlamda özgür ve adil bir yaşam kurmak mümkün değil. Fakat devletin ve hukuk sisteminin kadınları erkek şiddetine karşı korumakta yetersiz kaldığını görebiliyoruz. Bu yüzden her geçen gün artan kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı özsavunma kurslarımızı başlattık.

Masal Atölyeleri

Hepimiz belirli bir kurgu ile yazılmış, genellikle erkeği yücelten, kadını zayıf ve korunmaya muhtaç olarak lanse eden cinsiyetçi masallarla büyüyor, büyütülüyoruz. Oluşturulan yazın dilinin erkek dili olduğunu ve bu dilin ataerkil zihniyetin oluşmasında ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Kadınları yok sayan ve tahakküm altına almak için cinsiyetçi masallarla zehirleyen ataerkil zihniyete karşı panzehir, oluşturacağımız daha özgür, cinsiyetsiz bakış açısına sahip masallardır. Atölyelerimizde Rapunzel yıllarca kendisini gelip kurtaracak bir prens beklemek yerine kurtulmanın yollarını arayabilir, Sindrella rekabet dolu değil dayanışmayla örülü bir kız kardeşlik kurabilir, kraliçe Pamuk Prenses’i kıskanmak yerine onunla birlikte yeni yerler keşfetedebilir.

Doğa yürüyüşleri

Tarihin başlangıcından itibaren kadın doğayla ayrı bir bağ kurmuş, ve belki de bundan dolayı yeşil hareketinin öncüleri hep kadınlar olmuştur. Ataerkil zihniyetin kadını kapattığı özel alanı kamusal alanın doğaya hükmetmesi ile eşleştirdiğimiz de kadın ve doğa arasındaki bağı görmek daha kolaylaşır belki de… Doğa talanının en uç noktalara vardığı, doğa ile aramızdaki bağların koparılmaya çalışıldığı bu günlerde doğanın önemine vurgu yapmak, beton yığınları arasında rahatça nefes alabilmek, kadın ve doğa arasındaki bağları güçlendirmek adına doğa yürüyüşleri gerçekleştiriyoruz. Tüm insanlık olarak doğaya ihtiyacımız var. Kendimize tamamen yabancılaşmadan bu soruna bir nebzede olsa ses vermek , doğayla yeniden bütünleşip doğal akışı sağlamak amacıyla doğa ile ilgili etkinliklerimize tüm kadınları davet ediyoruz.

Panel ve Söyleşiler

"Kadınlar Bir Arada Çözüm Dayanışmada’’ şiarıyla çıktığımız bu yolda, mahalle mahalle gezip sorunların farkına vardığımız ve ortaklaştığımız ölçüde çözüm bulacağımıza inanıyoruz. Yaşam alanlarımızın her geçen gün biraz daha daraltıldığı bu günlerde birbirimize sesimizi ulaştırıp, deneyimlerimizi paylaşmaktan ve yalnız olmadığımızı haykırmaktan başka çaremiz yok. Bu noktada her mahallenin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Şiddet panelleri, toplumsal cinsiyet drama atölyeleri ve söyleşiler, iletişim seminerleri, sağlık seminerleri bunlardan bazıları.

Kadın Korosu

Kadınların saklı yetenekleri gün yüzüne çıkıyor, kadınların isyanı şarkılarla buluşuyor! Biz kadınlar evlerde, işyerlerinde ve hayatın her alanında bize dayatılan öncelikler sebebiyle istek ve hayallerimizi ertelemek zorunda kalır, anne, abla, eş olarak hep başkalarının hizmetinde, kendi yeteneklerimizden bihaber yaşamak zorunda bırakılırız. O kadar çok şey bastırmak zorunda bırakılırız ki, yaptığımız her işte, ürettiğimiz her şeyde bastırdığımız hayallerin izlerine rastlarız. Müziğin birleştiriciliğine olan inancımızla biz kadınlar saklı yeteneklerimizi gün yüzüne çıkarmak amacıyla koro atölyelerini başlatma kararı aldık. Mutfaklardan, evlerden, işyerlerinden çıkıp sesimize ses veriyor, dayanışmayı büyütüyoruz.

Paylaş Gülümset

Dayanışmayı büyütmek, tüketim çılgınlığı ile yaratılan ekolojik yıkıma dur demek için yılda iki kez gerçekleştirdiğimiz alternatif bu etkinlikte.herkes temiz ve kullanılabilir durumda olan kıyafetlerini, takılarını vs. getirip başka bir kıyafetle takas ediyor; paylaşmanın, gülümseyip gülümsetmenin tadına varıyor.

Kadın hareketinin mücadele ederek kazandığı 8 Mart, 25 Kasım günlerinde ve kadınların özgürlüğünün kısıtlandığı, yaşamlarının tehdit edildiği her anda söyleyecek sözümüzün olduğunu göstermek için alanları dolduruyoruz. Kampanyalar ve çeşitli etkinliklerle kadınların sözünü, sesini, eylemini güçlendiriyoruz. Emeğine sahip çıkan işçi kadınlarla dayanışma eylemleri düzenliyor, geleceğimiz olan çocuklar istismarına ve hak ihlallerine karşı alanları dolduruyoruz.

en_GB