Kafaları atmalı kadınların. Kafaları atmalı ki kendileriyle karşılaşabilsinler!

Onlar ataerkiye, kapitalizme başkaldıran kadınlar. Onlar hayatlarını ellerinden alan, emeklerini, bedenlerini tahakküm altına alma yoluyla sömüren, kendilerini nesneleştiren sisteme isyan eden, sorgulayan, direten, hayatlarına sahip çıkan kadınlar. Kendi hayatlarından yola çıkarak kadın özgürlük mücadelesiyle buluşan ve bu yola bir tuğla da kendilerinin koyacakları bilinciyle hareket eden, engelleri aşan, alışılmışın dışında kadınlar. Yani ezber bozan kadınlar.

Bin yıllar öncesinde başlayan ataerkil tahakküm özel mülkiyetin ortaya çıkışıyla tek eşlilik anlayışını beraberinde getirerek kadınların emekleri, bedenleri üzerinde tahakküm kurma yollarını oluşturmuş, günümüze kadar çeşitli dönüşümler ve yeni döneme adaptasyonlarla yayılımını arttırmış; köklerini derinleştirmiştir.

Binbir suretle karşımıza çıkan bu zihniyet günümüzde de kapitalizm ile olan dansıyla kadınlar üzerinde tahakküm kurma mekanizmalarını ilerletip derinleştirmiş, her alanda varlığını sürdürmeye devam etmiştir.

Ataerkinin ve devamında kapitalizmin kadınlar üzerindeki tahakkümü elbette öyle kolay olmadı. Kadınlar itiraz etti, direnç gösterdi. Baskı ile kadınlar itaate zorlanırken, kadınlar arası rekabet devreye sokuldu. Kaynakları elinde bulunduran ataerki kadınlar arası bölünmeler yaratarak, onların elindeki gücü almaya çalıştı; hatta bazı noktalarda ittifak kurmayı da başardı.

Diğer yandan erk‘ek zihniyet her yerde kendini var etme, kadın iradesini kırma, itaate zorlayarak sömürüsünü gerçekleştirmek için kadına ve onun ürettiği her şeye dair izleri silme yoluna gitti. Eril tarih yazımıyla, eril dünya düzeniyle kadınları toplumdan, hayatın her alanından soyutlamaya çalışan eril zihniyet kadınları tamamen dünyanın dışına itemedi.

Ne kadar saklanmaya çalışılsa da kadınların muzur bakışları, şen kahkahaları eril tarihin aralarından göz kırptı bizlere. Kadın aşağılanırken, aklı ermez denilirken Hypatia, Marie Cuire, Hildegard, Madame Chatelet “ellerinin hamuruyla” bize dayatılan ezberleri bozmak için ilk adımları atıyordu. Fransız ihtilali sonrası İnsan Hakları Bildirgesi yayımlandığında, kadınların yok sayılmasına itirazı olan Olympe De Gauges Kadın Hakları Bildirgesini yayımlayarak ‘haddini aşmış’, ezberleri bozmuştu. Hali hazırda oyun yazarı, filozof olarak dönemine uymayacak bir kadın profili çiziyordu.

Kadınlar birçok işte en önde yer alırken, evde, kamuda hayatı yeniden üretirken, ataerkinin malı olarak görülüp en temel vatandaşlık haklarından yoksun bırakıldı. Buna itiraz edip haklarımız için mücadele etmek zorunda kaldılar…

Kimisi Camela gibi ünlü heykeltıraş Rodin’in sevgilisi olmanın ötesine geçmiş, deli kabul edilip akıl hastanesine yatırılmayı göze alarak kendi yoluna bulmak için diretmişti. Kimi Rosa gibi çoğunluğu erkeklerden oluşan sosyalist çevrede kadın olarak sesini yükseltmeyi başararak.

Bazısı kadınların bisiklet kullanmasının hala yasak olduğu Suudi Arabistan’da bisiklet turları gerçekleştirip çağ dışı uygulamalara meydan okudu. Kimisi dağa tırmanma isteğine, evinde kek yap diyerek kendisiyle dalga geçen erkek arkadaşına inat yüzlerce metre yükseklikte mağrur ifade ile kek yiyerek gerçekleştirdi.

Kimi ileri olarak nitelenen kurumlardan NASA’ya kadınları unuttuğunu hatırlatıp “uzaya çıkan kadınlar” olarak tarihe adını yazdırmayı başardı.

Her ne kadar adları anılmasada, yok sayılsalar da örtüyü kaldırıp kapatıldıkları yerlerden tek tek çıkan kadınlar estirdikleri rüzgârı diğer kadınlara bulaştırmayı başarmış, tarihin tozlu sayfalarından bize göz kırparken, günümüzün ezber bozan kız kardeşleri de bıraktıkları yerden yola devam etmeye ve onlarla buluşmaya devam ediyorlar.

Günümüze kadar bilimden sanata, politikadan edebiyata, kamusal alandan özel alana kadınların dayatılan rollere karşı çıktıklarını, kendileri olmak için mücadele ettiklerini, kendilerini yok sayan eril zihniyete inat her alanda varız dediklerine, ezberleri bozduklarına tanık olduk, oluyoruz.

Evlerde dayatılan görünmeyen emek, bakım emeği ya da iş alanlarındaki ek yüklere, baskı ve dayatmalara rağmen birçok alanda sesini yükselten, ezber bozan kadınlar umudu yeşermeye devam ediyor.

Elinin hamuruyla erkek işine karışma diyenlere inat cesareti yüklenerek, hep bir adım atma cesaretini göstererek…

Ezber bozan kadınlar hayatın her alanında, evde okulda, mahallede, fabrikada, sahnede, yazında, politikada, sporda adımlar atmaya, feminist kadın mücadelesine bir tuğla koymaya, kendilerinden yola çıkarak kadınlarla buluşmalara devam ediyor. Ezberleri bozup yeni ufuklara yelken açmak, kadın dünyasında buluşmak üzere…