Hayatından, kazanılmış haklarından, emeğinden ve bedeninden vazgeçmeyen kadınların öfkesi sokaklardan taşıyor.

Pandemiyle birlikte kapitalizmin üzerindeki örtünün çekildiği, ekonomik krizin derinleştiği ve kadın yoksulluğunun gün geçtikçe arttığı bir dönemden geçiyoruz. Bunun karşısında kadınlar ne pandemi öncesinde, ne pandemi sırasında, ne de pandemi sonrasında sokaklardan bir an olsun geri çekilmiyor. AKP-MHP iktidarının faşizmi kurumsallaştırma hamleleri devlet şiddetini her geçen gün arttırmaya yönelik olsa da baskı, gözaltı, kadın derneklerinin kapatılması, kadına yönelik işlenen suçlardaki fail erkeklere yönelik cezasızlık politikaları ve zulüm iktidarına karşı mücadelemiz dalga dalga sürüyor.

İktidar güç kaybediyor; ülke çoklu krizler sarmalında bir çıkış yolu ararken kadınların mücadelesi tüm anti-kapitalist mücadele alanlarının da önünü açıyor.

TÜİK BİR YALAN, ASIL GERÇEKLİK KADINLARIN HAYATINDA

Devletin manipülatif istatistik kurumu TÜİK’in mart ayında açıkladığı enflasyon oranı yüzde 5,46 iken yıllık enflasyon oranı ise yüzde 61,14 olarak yansıtıldı. Ancak enflasyonu araştıran bir diğer kuruluş olan  Enflasyon Araştırmaları Grubu’nun (ENAG) mart ayı için açıkladığı yüzde 11,93 oranında artarken, yıllık artış ise yüzde 142,63.

Maliye Bakanı Nebati’nin gözlerindeki ışıltı karşısında, enflasyon verilerini de gördüğümüzde yoksullaşan kadınların öfke kıvılcımında sönümleniyor.

Kapitalizm artı değer üretmek için kadınlara; ucuz, kayıt dışı, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarını dayatıyor.

Patriyarkal kapitalizmin ateşini; bakım emeğinin, ev içi emeğin görünmez kılınması ve kadınların kamusal alandan olabildiğince uzaklaştırılmaya çalışılması harlıyor. Ekonomik krizin bedelini; işçilerin, ev ve bakım hizmetlerinde ücretsiz, güvencesiz ve esnek çalışan kadınların sırtına yükleyen AKP ve MHP iktidarı, kendi kasasını doldurma niyetiyle sermayenin sırtını sıvazlıyor.

Kadınlar hem kapitalizmle hem de patriyarkayla mücadele ederken ‘özde’ hayatlarına ancak sıra gelebiliyor. Evin tüm ihtiyaçlarını ve hatta birlikte yaşanılan kişilerin dahi ihtiyaçlarını en ucuza mal etme çabası, biz kadınlara düşerken; kişisel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor, en temel sağlık ürünlerini (ped, tampon…) alacakken bile defalarca kere düşünmek zorunda bırakılıyoruz.

PATRİYARKAL KAPİTALİZME, ERKEK EGEMEN SİSTEME KARŞI KADIN KURTULUŞ MÜCADELESİNİ YÜKSELTİYORUZ

Ne hayatımızdan ne haklarımızdan ne de kamusal alandan vazgeçmiyoruz diyen yüzlerce kadın ‘eşit işe eşit ücre’ talebiyle, ‘ hamilelik ve doğum izinleri’ talebiyle, ‘ regl izni ‘ talebiyle, ‘güvenceli, 8 saat süreyle çalışma koşulları ‘ talebiyle; yaratılan ekonomik krize, enflasyon karşısında eriyen ücretlerimize ‘zam’ talebiyle ve en önde direniş bayrağını kadınların yükselttiği; Farplas’tan Alpin Çorap’a, Pas South’tan Migros Depo işçi direnişlerine kadar kazanımla sonuçlanan ve hala süren direnişlerle 1 Mayıs’a gidiyor.

2022 1 Mayıs’ta ‘Sömürüsüz, Eşit, Özgür Yaşayana Dek Bitmeyecek Bu İsyan’ şiarımızla var olduğumuz her yerde patriyarkal kapitalizme, erkek egemen sisteme karşı kadın kurtuluş mücadele bayrağını daha da yukarı taşımak için alanlarda olacağız.

Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın İşçilerin Birliği, Yaşasın Kadın Dayanışması!