İkindi vaktinin kavurucu güneşinin altında iki futbolcu tozlu ve engebeli bir sahadalar. Yakındaki Hartum havaalanına inen uçaklar başlarının üzerinden geçiyor ancak hiçbir şey bu gölgesiz, kurak ve kayalık toprağın sıcağını delmeyi başaramıyor. 

‘Eskiden antrenmanlarımızı şuradaki çim sahada yapıyorduk’ diyor 29 yaşında şortu ve uzun kollu t-shirtü ile Sara Edward. ‘Bizi saha kenarındaki ağaçları mahvetmekle suçladılar, asıl suçlu birkaç tane maymundu halbuki.’

Edward asıl sorunun ağaçlar veya maymunlar olmadığının farkında. Sudan’da sadece iki kadın futbol takımı var ve kendisi de bunların birinin kaptanı. Takım arkadaşlarının gelmesini beklerken kenarda topladığı birkaç topun üzerinden, ‘Sudan’da herkes kadınların futbol oynamasına onay vermiyor’ diyor. 

Günün birinde Sudan’ı uluslararası turnuvalarda temsil etmenin umuduyla kadın futbolcular ülkelerindeki toplumsal tabulara çelme atmaktalar. Uluslararası turnuvalara katılmak Edward’ın hayali ve bu hayalinde de yalnız değil. 

FIFA tarafından tanınmayan takımları kurulalı on yıl kadar bir süre geçmiş. Yıllar içerisinde takımdan birçok kişi geçmiş. Bazıları evlenmiş ve kocalarının futbola olan bağlılıkları hakkında pek de hevesli olmadıklarını görmüş. Diğerleri ise aile üyelerinin itirazları ile karşılaşmışlar. Bugün en genç oyuncu 14, en yaşlısı ise 29 yaşında. 

13 numaralı formanın sahibi Sadiya Hassan, ‘Takımda en çok ben acı çektim’ diyor. ‘Ailem futbol sevgimi anlamıyor, hanımlara göre bir spor olmadığını ve hentbol oynamaya geri dönmemi söylüyorlar’. Ancak Hassan vazgeçmeyi düşünmüyor, ‘Bu benim rüyam, Sudan’ı temsil etmek için elimden gelen her şeyi yapabilirim’ diyor. 

Zorluklarla mücadele ruhu takımın ‘Mücadele’ olan ismine de ilham olmuş. 

Edwarda göre, ‘Takımızın adı Mücadele, çünkü hiçbir resmi futbol derneğinden bir destek almadan takımı devam ettirebilmek hiç de kolay değil’. 

Sudan Futbol Birliği’nden hiçbir destek almayan takım, kadın hakları örgütlerinden aldıkları bağışlarla ekipmanlarını sağlıyorlar. Diğer masrafları ise ceplerinden karşılıyorlar. 

‘Bu sahada haftada üç kere öğleden sonra beş ile yedi arası antrenman yapıyoruz’ diyor Fatma Osman. ‘Hava çok sıcak olmasına rağmen bazılarımızın evi uzak olduğu için eve çok geç kalmamak adına bu saatlerde antrenman yapıyoruz’. 

Mücadele takımı ilk maçına 2006 yılında çıktı. 2006 yılından beri de yerel maçlara çıkıyorlar. Sudan’daki diğer kadın futbol takımı bir kadın üniversitesi olan El Ahfad’da. İki takım birbirleriyle de oynarken erkek takımlarıyla da maça çıkıyorlar.

‘Başlarda erkekler bizi hafife alıyorlardı. Ancak bizle oynadıktan sonra bize olan saygıları artıyor’, diyor Edward. 

Takımın koçu Ahmed Babikir eskiden Sudan’da daha fazla kadın takımlarının olduğunu söylüyor. Eski günlere dönülmesi gerektiğine inanan Babikir, daha fazla kadın takımı kurulana ve olan takımlara destek verene dek FIFA’nın Sudan Futbol Birliği’ne destek vermemesi gerektiğini söylüyor. 

Edward en önemli noktanın ise kız çocuklarının erken yaşta sporla tanışmaları olduğunu söylüyor. ‘Kadın derneklerinin desteği ile kız çocukları için bir futbol okulu kurma aşamasındayım’ diyor ve sadece biraz daha fona ihtiyacı olduğunu belirtiyor.  

Antrenmanları sonlanırken takım ve koç bir daire oluyor, ellerini birleştirirken ‘Mücadele’ diye bağırıyorlar. İdmanları aslında uluslararası arenaya olan yolculuklarında ufak bir adımın sembolü. 

(Bu yazı Türkçeye Mor Dayanışma Çeviri Komisyonu tarafından çevrildi. Orijinali için: https://www.aljazeera.com/indepth/inpictures/2015/04/tackling-taboos-women-football-sudan-150430070028439.html )