Kanser, ülkemizde ve dünyada görülme sıklığı giderek artan bir hastalık türüdür. Yaş, cinsiyet, genetik, ırk ve coğrafi konum gibi etmenler, kanser oluşumunda etkilidir. Özellikle cinsiyet ve yaşa göre farklılık gösteren kanser türleri çoğunluktadır. Kadınlarda ise meme kanseri en sık görülen kanser türüdür. Erken tanının çok önemli olduğu bu kanser türünün nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, yüksek ihtimalle hormon kaynaklı olduğu ve kadın bireylerin yaklaşık 2/3’ünün risk altında bulunduğu bilinmektedir. Dünya’da her 8 kadından 1’i, Türkiye’de ise her 12 kadından 1’i meme kanserine yakalanmaktadır. Erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğu bu kanser türü, meme dokusu ve memeye yakın lenf bezlerine dağılarak ilerlemektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre meme kanseri sebebiyle gerçekleşen ölümlerin çoğunluğu (%69) gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir. 20-40 yaş arası şikâyeti olmayan her kadına her 3 yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl memenin doktor tarafından muayenesi önerilmektedir. Menopoz öncesi kadınlarda en uygun muayene zamanı adetten sonraki haftadır.

Kadınlar, obezite hastaları, erken mens  veya geç menopoz yaşayanlar, ailesinde meme kanseri öyküsü olanlar, hiç doğum yapmamış olanlar, 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlar, kısa süreli emzirenler, uzun süre hormon tedavisi görenler, alkol ve sigara kullananlar, daha önce meme kanseri atlatmış olanlar ve öncesinde biyopsi ile iyi huylu tümörler saptanmış olanlar risk altında olarak görülmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, meme kanserinin önlenmesinde, diyet ve egzersizin etkili olabileceğini savunmaktadır. Özellikle doğru beslenmenin, vakaları 1/3 oranında azaltacağı öngörülmüştür. Çalışma ve sonuçlarına göre beslenme ve fiziksel aktivite önerileri derlenmiştir:

Obezite

Obezitenin meme kanseri için bir risk faktörü olduğu ilk kez 1964 senesinde yapılan geniş bir vaka-kontrol çalışmasında ortaya atılmış, sonrasında ise farklı çalışmalarla bulgular desteklenmiştir. Özellikle post-menopozal meme kanseri riskini artırdığı saptanmıştır. Ancak bazı çalışmalarda, 21-45 yaş arasındaki obezitenin meme kanseri riskini azalttığı belirtilmiştir. Bunun sebebi, obezitenin düzensiz sikluslara ve ovulasyona sebebiyet vererek progesteron salınımını azaltarak, meme dokusunu koruduğu ve riski azalttığı yönündedir. Bu koruyucu etki tamamen kanıtlanmış değildir. Ancak obezitenin, meme kanserinden ziyade birçok farklı hastalık için risk faktörü olduğu bilinen bir gerçektir.

Beslenme ve Diyet

Beslenme ile kanser arasındaki ilişki, ilk kez, 1981 yılında Doll ve Peto’nun, ABD’deki kanserlerin %35’inin diyetle ilgili faktörlerden kaynaklandığını öngörmesi ile ortaya çıkmıştır. Çalışmalara göre Akdeniz diyetine uyumda meme kanseri risk oranının daha düşük olduğu saptanmıştır.

Akdeniz diyeti: İdeal miktarda sebze-meyve, tam tahıllar, kuruyemişler, kuru baklagiller, baharatlar ve deniz ürünleri; kısıtlı miktarda hayvansal kaynaklı besinler (yumurta, peynir, yoğurt, tavuk eti, kırmızı et vs.) önerilmektedir. Şeker ve şeker içeren besinler, işlenmiş et ve işlenmiş besinler önerilmemektedir.

Yağlar

Yağdan zengin bir diyetin, kandaki östrojen düzeyini arttırarak ve obezite ile etkileşim sonucu, başta postmenopozal olmak üzere, meme kanseri riskini arttırdığı belirtilmektedir. Günlük diyette hayvansal ve bitkisel yağ alım oranları hakkında net bir veri olmamakla beraber, omega-3 yağ asidi ile yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlarda, özellikle yağlı balıklarda (sardalya, uskumru, somon vb.) bulunan EPA ve DHA asit gibi omega-3 içeren uzun zincirli yağ asitlerinin meme kanseri riskini azalttığı belirtilmektedir.

Protein

Kırmızı et tüketiminin fazla olması, beyaz et tüketimine oranla meme kanseri riskini artırdığı görülmüştür. Özellikle çok kızarmış et tüketimi, çoğu kanser türü için risk teşkil etmektedir. Süt ve süt ürünlerinin tüketimi ve meme riski faktörü arasında bir ilişki saptanmamıştır.

Karbonhidrat

Karbonhidratlar, kan glikoz ve insülin düzeyini etkilemektedir. Karbonhidrat metabolizmasının meme kanseri ile ilişkisi; diyetteki karbonhidratların doğrudan etkisi, karbonhidratların kan glikozu üzerindeki etkisi ve insülin düzeyi ile ortaya çıkmaktadır. Karbonhidratların alınması, insülin salgılanmasına neden olmakta; insülin benzeri büyüme faktörü (IGF) ve östrojenin faaliyetini etkilemektedir. Bu nedenle diyette fazla karbonhidrat alımının meme kanseri riskini artırdığı belirtilmekte ve bu çalışmalar kendini 1990’lı yıllardan beri göstermektedir.

Meyve-Sebzeler

Meyve ve sebzeler; lif, antioksidan, vitamin ve mineraller ile lignan, flavonol gibi antikarsinojenik bileşikler olarak tanımlanabilecek koruyucu maddeler içermektedir. Meme kanseri riskinin meyveden ziyade sebze tüketimi ile daha ters orantılı olduğu saptanmıştır. Antioksidan içeriği yüksek olan meyvelerin (özellikle kırmızı meyveler) ve sebzelerin tüketimi kansere karşı koruyucu etki göstermektedir. Bitkilerde bulunan lignan, bir fitoöstrojendir ve meme dokusunun olgunlaşmasını sağlar. Ancak keten tohumu da lignan içermekte olup, yüksek miktarda alındığında, östrojen düzeyini ve meme kanseri riskini arttırmaktadır. Tahıllarda ve tohumlarda bulunan fitik asitin, sıçanlarda meme kanserini azalttığı saptanmıştır. Bitkilerin sekonder metabolik ürünleri olan flavonoidlerin; tahıllar, meyve ve sebzeler, çay, çilek, soğan, bezelye, elma ve Brüksel lahanasında bulunduğu ve tüm kanserlerde olumlu etki yaptığı bilinmektedir. Tahıl, meyve ve sebzelerde bulunan fenolik asitin ise hayvan çalışmalarında tümör gelişimini engellediği görülmüştür.

Alkol

Dünya Kanser Araştırma Fonu (World Cancer Research Fund-WCRF) 2007 raporu ve bazı çalışmalar, alkol tüketiminin meme kanseri riskini arttırdığını belirtmektedir. Günde 2-5 kez alkollü içki tüketenlerde meme kanseri riskinin %40 oranında arttığı saptanmıştır.

Fiziksel aktivite

Orta ve yüksek düzeyde fiziksel aktivite ile eğlence ve ev aktivitelerinin kombinasyonunun fazla kilodan bağımsız olarak meme kanseri riskini azalttığı bulunmuştur. Ayrıca sedanter (hareketsiz) yaşamın post-menopozal dönemde meme kanseri riskini %15 artırdığı saptanmıştır. Günde en az 1 saat aktivite yapılması önerilmektedir.

Genel bir değerlendirme yapılacak olunursa;

  • Vücut ağırlığını ideal düzeyde tutmak önemlidir.
  • Günde ortalama 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmelidir.
  • Günde 2-3 lt. su tüketmeye dikkat edilmeli, 2-3 bardak yeşil çay tüketimi önerilmektedir.
  • Yağ alımınızı sınırlandırılmalı, bitkisel yağlar hayvansal yağlara tercih edilmelidir. Omega 3 yağ asitlerinden zengin besinleri daha sık tüketilmeli, trans yağ asitlerinden kaçınılmalıdır.
  • Kırmızı et tüketiminizi sınırlandırılmalı, tütsülenmiş, yanmış besinleri tüketmekten kaçınılmalıdır.
  • Şeker ve şekerli gıdalar tüketilmemelidir.
  • Günlük en az 1 saat fiziksel aktivite yapılmalıdır.
  • Uyku düzenine dikkat edilmelidir.

Meme kanserinin birincil koruma yöntemleri verileri, hastalık sebepleri tam olarak bilinemediği için sınırlıdır. Ancak bireyin yaşam biçimi; beslenmesi, fiziksel aktivitesi ve gündelik pratikleri değiştirilebilir ve kontrol edilebilir olduğu için kişisel korunma açısından yüksek derecede önem arz etmektedir. Meme kanserinden korunmak için evde düzenli meme kontrolleri yapılmalı, sistematik olarak doktor muayenesi gerçekleştirilmeli, beslenme ile ilgili güncel çalışmalar takip edilmelidir. Ayrıca sosyal medyada dönen ve referansı olmayan bilgiler, doktora ve beslenme uzmanına danışmadan uygulanmamalıdır.

KAYNAKÇA

Brennan SF, Cantwell MM, Cardwell CR, Velentzis LS, Woodside JV. Dietary patterns and breast cancer risk: a systematic review and meta-analysis. American Journal of Clinical Nutrition 2010;91(5):1294-1302.

Demetriou C.A., Hadjisavvas A., Loizidou M.A., Loucaides G., Neophytou I., ve arkadaşları (2012). The mediterranean dietary pattern and breast cancer risk in Greek-Cypriot women: a casecontrol study. BMC Cancer. 12: 113.

Warren BS, Devine CM. Whole Grains, Fiber and Breast Cancer Risk. Cornell University on Breast Cancer and Enviromental Risk Factors. Erişim adresi: http://envirocancer.cornell.edu

Warren BS, Devine CM. Alcohol and the Risk of Breast Cancer. Cornell University on Breast Cancer and Enviromental Risk Factors. Erişim adresi: http://envirocancer.cornell.edu.

World Health Organization. Cancer Control Programme, Department of Chronic Diseases and Health Promotion. Breast cancer: Prevention and control.

Yılmaz, M. S., & Atak, N. (2014). Meme kanseri riskinin beslenme ile ilişkili faktörler açısından değerlendirilmesi. Turk J Public Health12(1), 51-60.

http://memeder.org/meme-sagligi/meme-kanseri

Zappia, V., Salvatore, M., & Della Ragione, F. (Eds.). (2014). Advances in nutrition and cancer. Springer.

tr_TR